Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Khan’ın İsrail ve Filistin topraklarına düzenlediği 4 günlük ziyaret sona erdi. Khan ziyaretlerinin ardından yaptığı açıklamada, “Bu ziyaret sırasında görüştüğüm herkesin gösterdiği sıcaklık ve açıklık için içtenlikle minnettarım. Özellikle hem İsrail hem de Filistin'deki mağdurların yaşadıklarını anlatırken gösterdikleri açıklık, şefkat ve cesaret beni derinden etkiledi. Soruşturma niteliğinde olmasa da, bu görev bana onların anlattıklarını dinleme ve yaşadıklarını derinlemesine anlama imkanı verdi” dedi.
İsrail’e yaptığı ziyareti 7 Ekim saldırılarında öldürülen ya da esir alınan İsrail vatandaşlarının aile üyeleri ve arkadaşlarının talebi üzerine gerçekleştirdiğini ifade eden Khan, “Alıkonulan tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması çağrısında bulundum” dedi.
BİR UCM SAVCISININ FİLİSTİN DEVLETİNE YAPTIĞI İLK RESMİ ZİYARET
Filistin'in Batı Şeria bölgesine yaptığı ziyarette ise Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye ve Filistin Adalet Bakanı Mohammed al-Shalaldeh ile ayrı ayrı görüşme gerçekleştirdiğini aktaran Khan, “Kendilerine bunun bir UCM savcısının Filistin devletine yaptığı ilk resmi ziyaret olmasının benim için büyük önem taşıdığını vurguladım ve resmi karşılama için içten teşekkürlerimi ifade ettim. Roma Statüsü kapsamındaki işbirliğimizi daha da derinleştirmeyi amaçladığımız görüşmelerimiz son derece verimli geçti” dedi.
Batı Şeria’da Filistinli kurbanların aileleriyle de görüştüğünü ifade eden Khan, “Gazze ve Batı Şeria'da yaşadıklarını anlattıkları için minnettarım. Bu tür acılara karşı asla hissizleşmemeliyiz” dedi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırıların silahlı çatışmayı düzenleyen açık yasal parametrelere tabi olduğunu hatırlatan Khan, “Savaşçıların hukuka aykırı bir şekilde sivil halkın arasına karıştığı iddia edilen yoğun nüfuslu bölgelerdeki çatışmalar doğası gereği karmaşıktır, ancak uluslararası insancıl hukuk yine de uygulanmalıdır ve İsrail ordusu uygulanması gereken hukuku bilmektedir” dedi.
“İHTİYAT VE ORANTILILIK GİBİ İLKELERE UYULMASI GEREKTİĞİNİ BİR KEZ DAHA VURGULADIM”
İsrail’in uluslararası insancıl hukuka uyulmasını sağlamaya yönelik sağlam bir sistemi olduğuna dikkat çeken Khan, “Mevcut çatışma sırasında işlenen suçlara ilişkin inandırıcı iddialar zamanında ve bağımsız bir inceleme ve soruşturmaya tabi tutulmalıdır. Bu ziyaretimde, hukukun korumasının ihtiyaç duyanlar için anlamlı hale getirilmesi için ayrımcılık, ihtiyat ve orantılılık gibi açık hukuki ilkelere uyulması gerektiğini bir kez daha vurguladım. Uluslararası insancıl hukuk ve Roma Statüsü hükümleri en savunmasız durumda olanları korumak için vardır” dedi.
“OFİSİM HAREKETE GEÇTİĞİNDE ŞİKAYET ETMEYİN”
İnsani yardımların sivillere hızlı ve engelsiz bir şekilde erişebilmesi gerektiğini vurgulayan Khan, “Tüm aktörler uluslararası insancıl hukuka riayet etmelidir. Eğer bunu yapmazsanız, ofisim harekete geçtiğinde şikayet etmeyin” dedi.
“HİÇ KİMSE BU TÜR SALDIRILAR KARŞISINDA CEZASIZLIK HİSSİNE KAPILMAMALIDIR”
Batı Şeria’da İsrailli yerleşimcilerin Filistinli sivillere yönelik saldırılarına da değinen Khan, “Ramallah'ta bu tür saldırılardan etkilenenleri doğrudan dinledim. Bu olayları odaklanarak ve ivedilikle soruşturmaya devam ettiğimizin altını çizdim. Bu tür saldırıların derhal sona erdirilmesi gerektiğini vurgulamak isterim. Hiç kimse bu tür saldırılar karşısında cezasızlık hissine kapılmamalıdır” dedi.
Ofisinin Yahudi yerleşimcilerin saldırılarına ilişkin soruşturmaları yoğunlaştıracağını ifade eden Khan, objektif, doğrulanabilir kanıtlar temelinde mahkumiyet sağlamak için tüm taraflarla işbirliği yapılacağını aktardı. Hukuka her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu belirten Khan, “Hukukun herkes için korunmasını ve desteklenmesini sağlamak üzere yoğun bir şekilde çalıştığımızı vurgulamak isterim” dedi.
Öte yandan Başsavcı Khan, ekim ayı sonlarında Refah Sınır Kapısı’nı ziyaret ederek, Gazze Şeridi'ne insani yardımın engellenmesinin savaş suçu sayılabileceği konusunda uyarmıştı. Khan ayrıca, İsrail taraf ülke olmamasına rağmen mahkemenin İsrail ve Gazze Şeridi'nde işlenmiş potansiyel savaş suçları konusunda yargı yetkisine sahip olduğunu söylemişti.