Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in davetine icabetle günübirlik çalışma ziyareti dolayısıyla gittiği Rusya'nın Soçi şehrinden dönüşte uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile yaptıkları görüşmelerde, Türkiye-Rusya ikili ilişkilerini, bölgesel ve küresel gelişmeleri etraflıca ele aldıklarını, gelecek döneme dair görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti. Şu an 69 milyar dolar olan ticaret hacmindeki büyümeyi sürdürmek istediklerini dile getiren Erdoğan, müşterek çabalarla hedeflerinin 100 milyar dolara ulaşmak olduğunu bildirdi. Ekonomik ilişkileri de bu doğrultuda tüm yönleriyle gerek heyetler arası görüşmede gerekse ikili yaptıkları yemekli görüşmede ele aldıklarını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: "Karşılıklı saygı temelinde tesis ettiğimiz kurumlar arası diyaloğun faydasını hem ikili ilişkilerimizde hem de bölgesel ve küresel düzeyde gördük. Bunun en güzel örneği, bildiğiniz üzere küresel gıda kriziyle mücadeleye önemli katkı sağlayan Karadeniz Girişimi'dir. Girişimin yeniden canlandırılması tüm dünya bakımından öncelikli bir konudur. Bu konuda Birleşmiş Milletler ile yakın temas içindeyiz. Zaten bildiğiniz gibi bu ay içerisinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulumuz var. Orada Guterres ile yine görüşmelerimiz olacak, bu konuları da ele alacağız. Genel Sekreter Sayın Guterres'in çabalarını takdir ettiğimizi ve desteklediğimizi de tekrar ifade etmek isterim."

RUSYA’NIN İKİ ÖZEL İSTEĞİ BULUNUYOR

Tahıl Koridoru konusunda BM'nin önerisinin sorulması üzerine de Erdoğan, şunları aktardı: "Rusya'nın iki tane özel isteği var. Birisi Rusların tarım bankasının, Ziraat Bankasının SWIFT sistemine bağlanması. Şu anda yaptırımlardan dolayı Rus bankaları SWIFT sisteminden çıkmış durumda. Biliyorsunuz bu ülke, senede 120-130 milyon ton tahıl ihracatı yapıyor. Sayın Putin de basın toplantısında söyledi, 62 yıldır satıyorlar. Satışın devamı için iki şeyin hayata geçmesi lazım. Birincisi satış sonucu parayı alması gerekiyor, ikincisi de taşımada kullanılan gemilerin sigortalanması gerekiyor. Gemilerin Avrupa veya başka limanlara mal taşıyabilmesi için sigorta edilmesi şart. Yaptırımlardan dolayı İngiliz merkezli sigorta şirketi, gemilerin sigortasını yapmıyor. Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkartılması nedeniyle de para transferi olmuyor, bunun ikisinin mümkün olmasını Ruslar şart koşuyorlar. Şimdi Birleşmiş Milletler, biraz geriden başlayan bir pozisyonla Türkiye'nin de sürekli katkısıyla süreci bir noktaya getirdi. En son 28 Ağustos'ta BM Genel Sekreteri Guterres, gönderdiği mektupta, Rusların istediği gibi direkt SWIFT değil ama SWIFT işleminden kaynaklanacak bir aracılık mekanizması teklif etti. Sigorta meselesi için de çalışmaları olduğunu söylediler."

DOĞAL GAZLA İLGİLİ MERKEZ KURACAĞIZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doğal gazla ilgili merkez kurma planımız var. Rusya ile bu planı görüşeceğiz. Trakya’daki hatların ötesinde ülkemizi bir merkez haline getirelim istiyoruz." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Son yıllardaki yatırımlarla ülkemizi doğal gaz üssü haline getireceğiz. Türkiye’yi bölgesinin, küresel enerjinin merkezi haline getirme hedefine yaklaşıyoruz." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan. "Enerji, doğal gaz, madencilik gibi konularda kim ne yapmak istiyorsa gelsin. Ataşehir'de Finans Merkezimizin bir bloğunda bu merkezi kurabiliriz" ifadesini kullandı. Afrika ülkeleriyle ilgili konuşan Erdoğan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afrika ülkelerinin takındığı bir tavır var. Diğer taraftan diriliş halinde olan ülkeleri, direnen ülkeleri susturmak, durdurmak için adım atan ülkeler var" şeklinde konuştu.

MUHATAP ÜLKELERE UYARIMIZI YAPTIK

Suriye Deyrizor'da Arap aşiretlerle PKK'lı YPG'li teröristlerin çatışmasının bir süredir devam ettiğinin hatırlatılması ve bu konunun Putin'le görüşmede gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Erdoğan, "Doğrusu konuyu Sayın Putin açmadı. Ben şöyle kısa bir özet açtım ve Suriye'deki bu gelişmelerde PKK'ya YPG'ye karşı artık Arap aşiretlerin bir bütün haline geldiğini, hatta şu anda katılımın artmasıyla Arap aşiretlerin güçlendiğini görüyoruz. Sayın Putin de bölgenin sahipleri olarak Arap aşiretlerinin bir araya gelerek, terör örgütüne karşı mücadele vermesinin önemli olduğunu söyledi." yanıtını verdi.

Terör örgütünün bölge halkı için ne kadar büyük bir tehlike olduğunun bir kez daha görüldüğüne dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir terör örgütünü, başka bir terör örgütüyle yok etmenin de mümkün olmadığı umarım görülmüştür. Terör örgütü PKK/YPG'nin, terör faaliyetleriyle bölge halklarına yaşam hakkı tanımadığını, bu örgütlere destek veren ülkelerin görmesi gerekir. ABD ve Rusya'ya, PKK/YPG'nin terör faaliyetlerine ve ülkemizi tehdit eden faaliyetlerine yönelik bilgilendirmeleri sürekli yapıyoruz. Deyrizor'daki petrolün kontrolü için bu terör örgütünün yapmayacağı katliam, terörist faaliyet yoktur. Bu konuda muhatap ülkelere gerekli uyarılarımızı yaptık, yapıyoruz. ABD'nin bu terör örgütüne yaptığı mühimmat ve silah yardımının bölgenin huzuruna hizmet etmediği görüldü. Terör örgütüne verilen her silah, bölgede akan kanın sürmesine, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün bozulmasına hizmet etmektedir." AA

Editör: Hande Durmaz