Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü olan eğitimci sosyolog İpek Coşkun Armağan, sosyal medyada geniş yankı ve infial uyandıran olayların toplumsal algıyı nasıl etkilediğini anlattı.
Sosyal medyada olayın henüz netleşmeden manipülatif içeriklerin yayılmasının büyük bir sorun olduğunu dile getiren Armağan, "Açıkçası sosyal medyanın tabiatına uygun şekilde çok yoğun manipülasyonun, yalan haberin, içeriklerde ve akışlarda çok sık gördüğümüz bir dönem yaşadık. En problemli gördüğümüz tarafı neydi? Çok fazla farklı sosyal grupları suçlayıcı, onların dini inancını, etnik grubunu küçümseyici, aşağılayıcı çok fazla içerik gördük. Köylülere dönük, köylü sosyolojisine dönük çok aşağılayıcı, küçümseyici ifadeler gördük." dedi.
İNCE BİR ÇİZGİ BULUNUYOR
Gazetecilik ve dedikoduculuk arasında net bir ahlaki çizginin olması gerektiğini dile getiren Armağan, toplumsal infial uyandıran olaylara ilişkin yapılan haberlerin büyük bir kısmının dedikodu üzerinden devam ettiğini, bu durumun sosyal psikoloji için hiç iyi bir şey olmadığını anlattı. Armağan, sosyal medyadaki manipülatif içeriklerden korunmak için kullanıcıların sınırlarını iyi belirlemeleri gerektiğini ifade ederek, "Sosyal, duygusal sağlamlığımız için kendimizi nerede durduracağımızı bilmemiz gerekiyor. Bir haberde manipülasyon hissettiğiniz anda bırakın. Çünkü hakikaten bu tür içerikler psikolojimizde derin izler bırakır" dedi. Armağan, resmi veya geleneksel yayın organlarından konuyu takip etmenin daha sağlıklı olacağını söyledi.
"AİLELER ÇOCUKLARA DÜRÜST KONUŞSUNLAR"
Ailelerin çocuklarına dürüst davranmalarının önemli olduğuna işaret eden Armağan, "Sosyal medyada da televizyon ekranında da bir vaka konuşuluyor. Ailelere birinci önerim, çocuklarıyla dürüst konuşsunlar. 'Aman çocuğum öyle bir şey olmamış.' gibi kapatıcı şeylere gitmesinler. Evet, bu ülkede bir çocuk öldürüldü. Bunu söylemek çocuğun psikolojisini bozmaz. Detaylarına girmeden sadece olayın ne olduğunu çocuğa açıklamak yeterlidir." diye konuştu. Çocuklarla duyguların paylaşılmasının önemine dikkati çeken Armağan, "Ağlıyorsanız, neden ağladığınızı açıklayın. Üzüntünüzü çocuğunuzla paylaşın. Bu durum, onların duygusal gelişimini destekler." tavsiyesinde bulundu.