ABD'li oyuncu Gene Hackman ve eşi Betsy Arakawa evlerinde ölü bulundu. 95 yaşındaki Hackman, 1980'lerden beri New Mexico, Santa Fe'de yaşıyordu ve 1991'de 63 yaşındaki klasik piyanist Arakawa ile evlenmişti. Santa Fe İlçe Şerifi Adan Mendoza yaptığı açıklamada, çiftin ve köpeklerinin hayatını kaybettiğini doğruladı.
GENE HACKMAN KİMDİR?
Hackman, 2004'te emekli olmadan önce The French Connection, Superman ve The Royal Tenenbaums'daki performansları da dahil olmak üzere filmde 40 yıllık bir kariyerin tadını çıkardı. Başarıya nispeten geç ulaştı, 30'lu yaşlarında çıkış yaptı ve 1970'lerin Hollywood'unun anti-kahraman tavrını temsil etti.
1930'da doğdu, 1940'ların sonlarında denizcilere katıldı ve 1950'lerin sonlarında oyunculuk okumaya karar verdi. Hackman, Pasadena Playhouse'da Dustin Hoffman ile arkadaş oldu ve ikisi "başarılı olma olasılığı en düşük" olarak oylandı. Televizyonda ve sahnede çeşitli küçük rollerle Hackman, 1964'te Warren Beatty'nin karşısında melodram Lilith'te büyük ekrana adım attı.
Üç yıl sonra Hackman, Beatty'nin yanında oynadığı başka bir rolle ilk gerçek izlenimini yarattı. Arthur Penn'in Bonnie ve Clyde filminde Buck Barrow'u canlandırarak, en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında ilk Oscar adaylığını elde etti. Ödülü Cool Hand Luke filmindeki rolüyle George Kennedy'ye kaptırdı ancak bu, 1970'lerde Melvyn Douglas ile birlikte oynadığı I Never Sang For My Father filminde ilk başrolüne yol açtı. Ancak Hackman, baba-oğul ilişkisi dramasıyla mücadele etti. Hackman, 2002'de Guardian'a verdiği bir röportajda , "Projeyi pek önemsemedim ve çok hafife alıyordum." dedi. "Sonra Melvyn Douglas yanıma geldi ve 'Gene, bu şekilde davranarak istediğini asla elde edemeyeceksin' dedi ve kastettiği oyunculuk değildi; düzgün davranmadığımdı. Bana çekincelerimi, işimi yapmamak için bir bahane olarak kullanmamayı öğretti."
Bu tavsiye, Hackman'a ikinci Oscar adaylığını kazandıran bir performans yaratmaya yardımcı oldu. Ertesi yıl William Friedkin'in aksiyon gerilim filmi The French Connection'da başrolü üstlendi ve filmin gişe başarısı sayesinde A listesine yükseldi. Hackman, Jimmy "Popeye" Doyle rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında ilk Oscar'ını kazandı.
Hackman 2021'deki bir röportajında, "Film yapımcılığı her zaman riskli olmuştur; hem fiziksel hem de duygusal olarak; ancak ben o filmi, inişli çıkışlı bir kariyerin inişli çıkışlı bir anı olarak görmeyi tercih ediyorum" dedi.
Hackman, 70'lerde The Poseidon Adventure ve A Bridge Too Far filmlerindeki rolleriyle daha da başarılı oldu ve ayrıca Young Frankenstein ve Superman filmlerindeki beğeni toplayan performanslarıyla komedi yeteneğini de ortaya koydu; Superman filminde süper kahramanın düşmanı Lex Luthor'u canlandırdı.
Ancak on yılın en iyi eseri, çok az kişinin izlemeye gittiği filmlerde bulunabilir: Arthur Penn'in gizemli kara filmi Night Moves, Jerry Schatzberg'in yol filmi Scarecrow ve Francis Ford Coppola'nın Palme d'Or ödüllü komplo gerilim filmi The Conversation. Aynı dönemde Jaws, Close Encounters of the Third Kind ve Raiders of the Lost Ark'taki rolleri de reddetti.
80'lerde Superman devam filmlerinde Lex Luthor'u oynamaya devam etti ve ayrıca Reds, Hoosiers ve No Way Out'ta rol aldı. Ayrıca 1992'de Clint Eastwood'un Unforgiven filmindeki rolüyle ikinci Oscar'ını kazanmadan önce Mississippi Burning için bir Oscar adaylığı daha aldı . Aynı on yılda The Firm, Crimson Tide ve The Birdcage'de de rol aldı.
Hackman, aynı zamanda Wake of the Perdido Star adlı ilk kitabıyla tarihi kurgu yazarlığı alanındaki ikinci kariyerine de başladı; bunu, en sonuncusu 2011'de yayımlanan dört kitap daha izledi.
Hackman'ın sonraki film rolleri arasında Heartbreakers ve The Royal Tenenbaums'daki beğenilen komik dönüşler ve Heist ve Runaway Jury gibi gerilim filmleri yer aldı. Son filmi 2004 komedisi Welcome to Mooseport'tu. 2008'de emekliliğini doğruladı.
Hackman, emekliliği hakkında Empire'a verdiği demeçte , "Devenin sırtını kıran son damla aslında New York'ta girdiğim bir stres testiydi," dedi . "Doktor bana kalbimin herhangi bir strese maruz bırakacak durumda olmadığını söyledi."
Hackman, 2016'da The Unknown Flag Raiser of Iwo Jima ve 2017'de We, the Marines adlı iki belgeselin anlatıcılığını üstlendi. Ayrıca Daniel Lenihan ile birlikte üç tarihi kurgu romanı yazdı ve en sonuncusu Pursuit adlı suç gerilim romanı olan iki solo çalışma yazdı.
2011'deki bir röportajda hayatını nasıl tanımladığı sorulduğunda, "'Denedi.' Sanırım bu oldukça doğru olur." demişti.
