Muş’un en önemli tarihi yapılarından biri olan Tarihi Murat Köprüsü, yüzyıllardır ayakta durarak bölge halkına hizmet veriyor. Selçuklular döneminde inşa edilen bu köprü, yalnızca ulaşımı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bölgenin kültürel mirasını da yansıtıyor. Üzerindeki Osmanlı dönemine ait kitabesi ve halk arasında anlatılan efsanesiyle köprü, ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.
Şok Gazetesi olarak geçtiğimiz haftalarda Muş’ta düzenlenen sağlık sempozyumuna katılma fırsatı bulduk. Sempozyumun ardından, bu güzel şehrin tarihi ve doğal zenginliklerini keşfetmek amacıyla kısa bir gezi yaptık. Bu keşif sırasında beni en çok etkileyen yerlerden biri ise Tarihi Murat Köprüsü oldu. Eğer yolunuz Muş’a düşerse, mutlaka bu büyüleyici köprüyü ziyaret etmelisiniz.
12 GÖZDEN OLUŞUYOR
Muş ilinde Murat Nehri üzerinde yer alan Tarihi Murat Köprüsü, Muş il merkezine 12 kilometre uzaklıkta ve şehrin güneyinde bulunuyor. 13. yüzyılda Selçuklular döneminde inşa edilen köprünün yapım tarihi tam olarak bilinmese de, Osmanlı döneminde restore edildiği 1871 tarihli mermer kitabe ile belgelenmiş durumda. 143 metre uzunluğunda ve 5 metre genişliğindeki köprü, toplamda 12 gözden oluşuyor.
AKTİF OLARAK KULLANILIYOR
Hem tarihi hem de estetik açıdan önemli bir yapıdır ve günümüzde de aktif olarak kullanılmaya devam etmektedir. 2010 yılında yapılan ışıklandırma sistemi sayesinde köprü, özellikle gece saatlerinde görsel bir şölen sunuyor. Köprünün hemen yanında yer alan mesire alanı, ziyaretçilere doğayla iç içe vakit geçirme fırsatı sunarken, çevredeki restoran ve kafelerde köprü manzarası eşliğinde yöresel yemekler, kebaplar ve balık çeşitleri servis ediliyor.
KÖPRÜNÜN EFSANESİ
Tarihi Murat Köprüsü, sadece mimarisi ve tarihiyle değil, efsaneleriyle de dikkat çekiyor. Yörede anlatılan efsaneye göre, köprüyü zengin bir Ermeni kız yaptırmış. Köprünün inşası sırasında, genç kız, işçilerden birinin sürekli kibrit yaktığını fark etmiş ve bu duruma sinirlenmiş. İşçinin "Cimrisin" demesi üzerine genç kız, cimri olmadığını kanıtlamak için köprünün ayaklarına bir küp altın gömeceğini söylemiş.
Bu efsane, yıllar boyunca birçok kişinin köprünün altında altın aramasına neden olmuş. Hatta bu amaçla köprünün ayaklarına zarar verilmiş, patlayıcı kullanılarak orta ayakları yıkılmıştır. Ancak daha sonra gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları ve alınan güvenlik önlemleri sayesinde köprü eski ihtişamına yeniden kavuşmuştur.