Bu yıl Simon Johnson ve James Robinson'la birlikte Nobel Ekonomi Ödülü'nün sahibi olan Daron Acemoğlu’nun geçen hafta Fatih Altaylı’nın programında sarf ettiği Atatürk sözleri gündem olmuştu. Daron Acemoğlu Altaylı'nın programında; 'Atatürk, politik sistemi açmak yerine gücü elinde merkezileştirmeye çalıştı. Atatürk gücü eline geçirmeden önce Osmanlı'da daha çoğulcu bir sistem vardı...' demişti.
'TÜRKİYE İKİ DİNLİ, İKİ PEYGAMBERLİ...'
Rasim Ozan Kütahyalı Acemoğlu’nun bu açıklamasını yorumladı. Kütahyalı, YouTube yayınında yaptığı açıklamalarda, Daron Acemoğlu’nun sözlerine tepki gösterenlere 'Şeytan taşlamakla Anıtkabir'de yapılanlar benzer eylemler. Daron olayından sonra artık net şekilde görüldü ki Türkiye, iki dinli ve iki peygamberli bir toplumdur...' dedi.
Rasim Ozan Kütahyalı şu ifadeleri kullandı; 'Şeytan taşlamakla Anıtkabir'de yapılanlar benzer eylemler. Bana dindarlar da kızmasın Atatürkçüler de. Müslümanlar için Muhammed Mustafa ne ise Kemalistler için de Mustafa Kemal odur bu ülkede.
'NET ŞEKİLDE GÖRÜLDÜ...'
Türkiye’yi anlamak iki Mustafa realitesini anlamakla mümkün… Daron olayından sonra artık net şekilde görüldü ki Türkiye, iki dinli ve iki peygamberli bir toplumdur. Vefat etmiş ve çağdaş bilime göre artık yazılanları okuma ve söylenenleri dinleme ihtimali olmayan Atatürk’ün uhrevi defteri var Anıtkabir’de.
O uhreviyat defterine Recep Tayyip Erdoğan da dahil olmak üzere herkes Atatürk’e hitap ederek, sanki Kemal Paşa hala okuyabilirmiş gibi mektup yazıyor ve sonra da o yazılanlar Atatürk’ün uhrevi alemde duyması için yüksek sesle söyleniyor. Bu eylem bütünüyle dinsel bir ibadet eylemidir.
'ACI AMA GERÇEK...'
Akıl ve çağdaş bilimin ışığıyla bakarsak bu eylem bir hurafedir. Aydınlanma perspektifine göre bu Anıtkabir eylemleri akla ve bilime aykırı, tamamen dinsel bir ibadet davranışıdır. Celal Şengör de aydınlanma ve çağdaş bilimin bakış açısıyla tam bir din adamıdır. Acı ama gerçekler maalesef böyle…
Mustafa Kemal Atatürk’ün 57 senelik hayatını gün gün bilen bir yazarım. Ailem Kemalist bir aile. Atatürk’e dair yazılmış ve akademik değeri olan tüm biyografi eserlerini defalarca okudum. Atatürk tam anlamıyla sekülerist ve modernist bir adamdı. Gökten indiği sanılan hiçbir hurafeye inanmamakla gurur duyardı Kemal Paşa. Böyle bir akla ve bilimsel bakış açısına sahip Atatürk maalesef “Dinsel bir peygamber” haline getirildi.
Atatürk, kesinlikle ve kesinlikle Anıtkabir’i adeta türbeye çeviren bu dinsel ibadet davranış biçimlerinden hoşlanmaz hatta tiksinirdi. Ama olan oldu maalesef. Atatürk bir peygamber, Atatürkçülük bir din oldu. Atatürkçüler de İslamcıların kopyası haline geldi.'