Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın Uzak Doğu Federal Bölgesindeki Vladivostok kentinde düzenlenen 8. Doğu Ekonomi Forumu'nda güncel konulara dair önemli açıklamalarda bulundu. Putin, “Sibirya Gücü ve Sakhalin - Habarovsk - Vladivostok gaz boru hatlarını birbirine bağlama ve ardından bunları ülkenin birleşik gaz tedarik sistemine dahil etme, yani ülkemiz için tarihi olan küresel bir görevi çözme planlarımız var. Rusya Federasyonu'nun batısı ve doğusundaki gaz taşıma ağlarını tek bir bütün halinde entegre etmeyi hedefliyoruz” diye konuştu. Rusya’daki lojistik ağlara yönelik yatırımlara da değinen Putin, “Bu yılın sonuna kadar Moskova'dan Arzamas'a, Kazan'a, ardından Yekaterinburg ve Tümen'e yüksek hızlı otoyol yapılacak. Bu büyük projeye mutlaka devam edeceğiz. Yüksek hızlı otoyollar Sibirya'dan Uzak Doğu'dan Pasifik Okyanusu'na uzanacak. Bugün mal tedarikine yönelik lojistik zincirler neredeyse yeniden onarıldı. Uzak Doğu Federal Bölgesi, Rusya topraklarının yüzde 40'ını oluşturuyor. Ormanlarımızın ve altın rezervlerimizin neredeyse yarısı, balık ve elmasın yüzde 70'ten fazlası, titanyum ve bakırın yüzde 30'dan fazlası ve diğerleri burada bulunuyor. Önemli stratejik işletmeler, limanlar, demiryolları çalışıyor” ifadelerini kullandı.


“Afrika, Batı'nın Afrikalıları kafeslerde taşıdığı günleri unutmayacak”


Konuşmasının ardından düzenlenen panelde moderatörün sorularını yanıtlayan Vladimir Putin, Batı’ya yüklendi. Rusya ile Batı arasındaki kültürel farka değinerek Batılıların sömürgeci bir düşünceyle geçmişten beri politika yürüttüklerini, ancak Rusya’nın sömürgeci olmadığına vurgu yaptı. Putin, “Eski sömürgeciler ne yaptı? Kısa süre önce bana fotoğrafları gösterdiler, daha 1957 yılında insanları Afrika'dan Belçika'ya kafesler içinde getirdiler. Bunlara gözyaşı dökmeden bakmak imkansız. Bu insanları aileleri ve çocuklarıyla birlikte kafeslerde sergilediler. Bu nasıl mümkün olabilir? Afrika’dan hiç kimse bunu unutmayacak. Bugün Batı, Afrika’da Neo-kolonici bir politika dayatmaya çalışıyor. Tüm Afrika ülkelerine borç yüklediler. Bu ülkelerin (Batılılara) dolar cinsinden trilyonlarca borcu var. Yani Afrika ülkeleriyle öyle bir kredi ve finans sistemi oluşturdular ki Afrika ülkeleri kendilerine verilen kredileri hiçbir şekilde geri ödeyemiyor. Bu bir kredi ilişkisi bile değil, bir tür tazminata benziyor” dedi. Rusya’nın Afrika’daki faaliyetlerini işaret ederek kendilerinin sömürgeci bir düşünceyle orada bulunmadığını işaret eden Putin, “Rusya'nın iş birliği her zaman eşit temelde veya yardım etme ve destek olma arzusuyla inşa edildi. Şu anda bizimle rekabet etmeye çalışan ülkeler ise tamamen farklı bir politika izledi. İnsanlar geçmişte Rusya, o zamanki adıyla Sovyetler Birliği ve diğer ülkelerle iş birliğinde olanları karşılaştırdıklarında elbette her şey Rusya'nın lehine çıkıyor. Bugün bunu dikkate almalı ve aklımızda tutmalıyız” şeklinde konuştu.

Oğluma Tip 1 Diyabet teşhisi konuldu: Hala öğreniyorum Oğluma Tip 1 Diyabet teşhisi konuldu: Hala öğreniyorum

“Trump’ın başına gelenler Amerikan siyasi sisteminin çürümüşlüğünü gösteriyor”


Rusya lideri Putin ABD’deki iç siyasi olaylara da değinirken eski ABD Başkanı Donald Trump’ın yargılandığı davaları örnek gösterdi. Putin, “Günümüz koşullarında yaşananlar, bence bizim için iyi. Zira bu, başkalarına demokrasiyi öğretme iddiasında bulunamayacak olan Amerikan siyasi sisteminin çürümüşlüğünü gösteriyor. Trump'ın başına gelen her şey, bir siyasi rakibe siyasi saiklerle yapılan soruşturmadır. ABD bununla iç sorunlarını açığa çıkarıyor. Bu iyi bir şey. Sonuçta kimin bizimle mücadele ettiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı. Önümüzdeki ABD seçimlerinde kim seçilirse seçilsin Washington’un Rusya’ya yönelik politikasında bir değişim olmayacağını belirten Putin, “Trump’ın Rusya’ya özel bir yakınlığı olduğuna dair iddialar oldukça saçma. Kaldı ki Trump, Rusya'ya herkesten daha fazla yaptırım uyguladı. Bu nedenle kim seçilirse seçilsin ilişkilerde yeni bir gelecek beklenebileceğini söylemek bizim için zor. Köklü bir değişiklik olması pek mümkün değil. Çünkü mevcut ABD yönetimi, Amerikan toplumunu Rusya karşıtı bir çizgiye ve ruh haline getirdi” ifadelerini kullandı.


“Seyreltilmiş uranyumlu mermilerin tedariki bir suçtur”


Batı’nın Ukrayna’ya sağladığı silahları da eleştiren Putin, “Batılıların F-16 savaş uçakları gönderme niyetleri veya seyreltilmiş uranyum mermilerinin tedariki, savaşın seyrini değiştirmez, sadece çatışmayı uzatır. Seyreltilmiş uranyumlu mermilerin tedariki bir suçtur. Çok kısa süre önce ABD yönetimi misket bombalarının kullanılmasını savaş suçu sayıyordu. Bunun suç olduğunu kamuoyu önünde ilan ettiler. Şimdi de kendileri bu suçu işliyor. 155 mm kalibreli mühimmatlar tükendiği, onların Avrupa'da ve ABD'de üretilmesi zor olduğunu için cephaneliklerinde ne varsa onu tedarik ediyorlar. Seyreltilmiş uranyumlu misket bombaları da gönderildi. Tüm bunlar benim değil, kendilerinin söylediği suçlardır. Suç olduğunu söylediler, ancak bunu bizzat kendileri yapıyorlar” şeklinde konuştu. Ukrayna ordusunun kaybettiği toprakları geri almak için geçtiğimiz Haziran ayında başlattığı taarruzlara da değinen Putin, “Ukrayna sözde taarruzlarını sürdürüyor, ama sonuç yok. Ancak çok büyük kayıpları var. Karşı taarruzun başladığı günden bu yana kaybettikleri asker sayısı 71 bini geçti” dedi. Putin ayrıca Ukrayna’nın 543 tank ve 18 bin civarında zırhlı askeri aracını kaybettiğini de öne sürdü.


“Eğer Ukrayna müzakerelere hazırsa bunu ABD değil, kendisi söylesin”


Putin Ukrayna ile devam eden savaşta müzakere ihtimaline de değinerek, “Diğer taraf karşı saldırı yürütürken biz silahlı faaliyetlere nasıl son verebiliriz? Ne yapmamız gerekiyor? Onlar karşı saldırı yürütürken biz ateşkes yaptığımızı mı söyleyelim?” ifadelerini kullandı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Kiev ziyaretinde Moskova’nın sorumluluk alması durumunda Ukrayna’nın müzakere masasına oturabileceğine dair açıklamasına değinen Putin, “Eğer Kiev müzakerelere hazırsa bunu kendisi söylesin. Eğer ABD Ukrayna'nın müzakerelere hazır olduğunu düşünüyorsa Ukrayna Devlet Başkanı'nın (Vladimir Zelenskiy) müzakereleri yasaklayan kararnamesini iptal etsinler. Blinken hazır olduklarını söylüyorlar. Tamam o zaman ilk adım olarak bunu iptal etsinler” diyerek Ukrayna tarafından müzakereler için somut adım atmasını istedi.


“Ermenistan, Azerbaycan'ın Karabağ üzerindeki egemenliğini esasen tanıdı”


Dağlık Karabağ’da artan tansiyona ve Ermenistan ordusunun ABD ordusu ile başlattığı ortak askeri tatbikatın ardından yaşanan Rusya-Ermenistan gerilimine de değinen Putin, Rusya ile Ermenistan arasında bir sorun bulunmadığını ifade etti. Putin, “Paşinyan bana detaylı bir mektup gönderdi. Kendisiyle temas halindeyim. Burada Ermenistan ve Başbakan Nikol Paşinyan'la hiçbir sorun yok. Herhangi bir 'eksen kayması' (Ermenistan-ABD yakınlaşması) olduğunu düşünmüyorum. Yaşananları görüyoruz ve anlıyoruz” dedi. Putin, “Mesele şu ki Ermenistan, Prag’da imzaladığı belgeyle esasen Azerbaycan'ın Karabağ üzerindeki egemenliğini tanıdı” ifadelerini kullandı. Putin, “Şimdi Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev bana, Ermenistan'ın Karabağ'ı Azerbaycan olarak tanıdığını, Karabağ'ın statüsü sorununun artık mevcut olmadığını, çözüldüğünü söyledi. Ermenistan yönetimi, 1991 tarihli sınırları dikkate alarak Karabağ topraklarının Azerbaycan’ın parçası olduğunu duyurdu. Bu, Ermenistan'ın bugünkü yönetiminin kararıdır. Eğer öyleyse bize diyorlar ki 'Karabağ meselesiyle ilgili bir şeyler yapmak istiyorsanız artık bizimle ikili olarak bütün meseleleri çözmelisiniz' Peki ne söyleyebiliriz? Eğer Ermenistan Karabağ'ı Azerbaycan'ın parçası olarak tanıdıysa burada söylenecek bir şey yok" ifadelerini kullandı. Putin, "Burada başka sorunlar da ortaya çıkıyor, insani ve Karabağ’daki barış güçlerimizin görevleriyle ilgili sorunlar. Azerbaycan yönetiminin bize her zaman söylediği gibi etnik temizlikle ilgilenmediklerini, sürecin sorunsuz ilerlemesiyle ilgilendiklerini umuyorum" dedi.
 

Kaynak: İHA