Neşet Ertaş, Anadolu'nun yürekten sesi, geleneksel Türk halk müziğinin duayen isimlerinden biridir. Türküleriyle, nağmeleriyle, hüzünlü ve aynı zamanda neşeli sesiyle milyonların kalbine dokunmuştur. O, sadece bir müzisyen olmanın ötesinde, bir halk ozanıdır; hikayeleri ve duyguları müzikle buluşturan bir şairdir. Onun müziği, aşkın, özlemin, acının ve sevincin evrenselliğini yansıtır, dinleyicisine yaşamın tüm hallerini hissettirir. Neşet Ertaş'ı dinlerken, sadece bir şarkı dinlemiyoruz; bir hikayeye, bir yaşam tecrübesine, bir kültüre tanıklık ediyoruz.
Zahidem Türküsünün Hikayesi Nedir?
Neşet Ertaş'ın söylediği Zahidem türküsü de gerçek bir hikayeyi konu edinmektedir. Zahidem türküsünün hikayesi eski zamanlara dayanıyor.
Zahidem Türküsünün Gerçek Hikayesi
Halk arasında "Zahide'm" adıyla ün yapan türkünün şairi Aşık Arap Mustafa, 1901 yılında Çiçekdağı'na bağlı Orta Hacı Ahmetli köyünde dünyaya gelir. Babasını ve annesini çok küçük yaşlarda kaybeder. İlk önce bir akrabanın himayesinde, daha sonra da başkalarının yanında kalır.
Arap Mustafa'nın babası düğünlerde, toplantılarda "Koca Oyunu" adı verilen oyunda "Arap" rolü üstlenirmiş. Bu nedenle Mustafaya' da "Arap" lakabı takılmış. Kimsesiz olan Arap Mustafa 10 yaşına gelince Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Hacı Bürozadeler'den Mehmet'e çiftçi olur.
Zaman içinde çalışkan, babayiğit, giyimine özen gösteren yakışıklı bir delikanlı olan Arap Mustafa, Ağasının yeni yetişen Zahide'sine gönlünü kaptırır. Fakir ve kimsesiz olduğundan bu sırrı bir türlü dile getiremez.
20'sine gelince askere giden Mustafa'nın aklı, geliler gibi sevdiği Zahide'de kalır. Köydeki dostlarına mektup göndererek Zahide'den haber almaya çalışır. Bir gün Arap Mustafa, Zahide'nin bir başkası ile evleneceğini ve düğünün bir hafta sonra olacağını duyar. Böylece Zahide'm türküsünü yazar.
Zahidem Türküsünü Kim Yazdı?
Neşet Ertaş'ın sesinden dinlemeye alıştığımız türkünün asıl yazarı Aşık Arap Mustafa'dır.
Zahidem Türküsü Sözleri
Zahide Kurbanım N'olacak Halim
Gene Bir Laf Duydum Kırıldı Belim
Gelenden Gidenden Haber Sorayım
Zahidem Bu Hafta Oluyor Gelin
Hezeli Dedeli Gönül Hezeli
Çiçekdağı Da Döktü M'ola Gazeli
Dolaştım Alemi Gurbet Gezeli
Bulamadım Zahidem'den Güzeli
Gurbet Ellerinde Esirim Esir
Zahide Gurbanım Hep Bende Kusur
Eğer Anan Seni Bana Verirse
Nemize Yetmiyo El Kadar Hasır
Ziyaretten çıktım Cender'in özü
Kum gibi kaynıyor Zahidem gözü
Aslını sorarsan asalet yerden
Hacı Büro'lardan Memed'in gızı
Hezeli de deli gönlüm hezeli
Çiçekdağı döktüm'ola gazeli
Nice memleketler gezdim dolaştım
Bulamadım Zahide'den güzeli
Ayınan doğarda gününen aşar
Zahidem görenin tedbiri şaşar
Diken arasında kalmış gül gibi
İyinin kaderi kötüye düşer
Çeşmenin başında yunak daşısın
Gökte dönen tek turnanın eşisin
Ceren avcın ben olayım Zahidem
Elli kızın yüz gelinin başısın
Zahidem gurbanım n'olacak halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Dediler bu hafta oluyor gelin
Kömür gözlüm al eline kalemi
Ben söyleyim yaz başıma geleni
Fukara deyip de seni vermezler
Hani göster açlığından öleni
Kurban olam Alişen'e Hacı'ya
Çeşmenin başına gelen sucuya
Çıktım Büyüköz'e seyran eyledim
Düşemedin eyice bir gocaya
Zahidem kurbanım dardayım dağdan
El eder Zahidem karşıki bağdan
Derdin beni del'ediyor Zahidem
Kâhkülüne sürmüş kokulu yağdan
Kay'altında olur bağın iyisi
Bağda biter kirazınan gayısı
Birde dayısına söyleyim dedim
Yoğumuş ki Zahidemin dayısı
Gurbet ellerinde esirim esir
Affeyle sevdiğim bendedir kusur
Kadir Mevlam seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır
Anası kürt kızı nemner bacısı
Çıkarmı yürekten yarin acısı
Çıktım Büyüköz'e seyran eyledim
Kırıldımı köyünüzün sucusu
Şu yalan Dünya'da sürmedim sefa
Anamdan doğalı çekerim cefa
Benide bir soran olursa deyin
Hacı Ahmetli'den Garip Mustafa
Aslımı sorarlar Çiçekdağ'lıyım
Felek kırdı kollarımı bağlıyım
Bir soran olursa söyleyin adım
Hacı Ahmetli'den Arapoğlu'yum