Vergiler, modern hayatın istenmeyen bir parçası olsa da kaçınılmaz. En yaygın vergiler arasında gelir vergisi, temettü vergileri, emlak vergileri ve satış vergileri yer alırken, çok sayıda ülkede miras, uzun ve kısa vadeli sermaye kazançları, özel tüketim vergileri ve sigorta primleri gibi konularda da vergi alınıyor.
Ancak bazı yerlerde öyle garip vergi uygulamaları var ki şaşırmamak elde değil. İşte onlardan bir kaçı…
YABAN MERSİNİ VERGİSİ
Bu vergi yaban mersini ile ünlü Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Maine eyaletinde uygulanıyor. Sonuç olarak Maine eyaletinde yaban mersininin kilosu başına 1.5 sent vergi alınıyor.
Meyveyi işleyen ve yetiştiren arasında paylaştırılan yaban mersini vergisinin temel amacı, eyaletin ekonomisine zarar verebilecek aşırı meyve hasadını önlemek.
Ancak Maine Yaban Mersini Komisyonu son zamanlarda bu konuda geri adım attı. Komisyon, artan faiz oranları, işçilik maliyetleri ve enflasyonun yaban mersini kar marjlarını erittiğini belirtiyor. Benzer şekilde iklim değişikliği, fiyatlardaki dalgalanmalar ve artan rekabet de endişe yaratıyor.
Komisyon, sektöre yeniden ayağa kalkma şansı vermek için yaban mersini vergisine bir yıllık geçici bir ara verilmesini talep etti.
GÜNEY KORE: ROBOT VERGİSİ
2017 yılından bu yana Güney Kore'de uygulanan "robot vergisi," robotların endüstrilerde neden olduğu iş kayıplarını yavaşlatmaya çalışmak amacıyla robotik yatırımlara yönelik vergi indirimlerini etkili bir şekilde azalttı. Bu iş kayıpları sadece işçiler ve aileleri için değil, aynı zamanda vergi gelirlerini azaltmaları nedeniyle bir bütün olarak hükümet için de zararlı; çünkü bilindiği üzere, robotlar vergi mükellefi değil.
Stephensons hukuk firmasından istihdam avukatı Adam Pennington, "İşveren açısından bakıldığında, işyerinde insanların yerini robotların almasının bir dizi önemli avantajı var," dedi.
"Bir robot haksız işten çıkarma ya da ayrımcılık iddiasında bulunmayacağı gibi, çalışan muhasebecilerin belirli vergi kesintilerini ve aylık ücretleri hesaplamasını da gerektirmeyecektir," diyen Pennington, robotların bir işletmenin çok daha büyük bir gelir elde etmesini sağlayabileceğini ve aynı zamanda, şirketlerin kendilerine karşı açılabilecek davalar ve koruyucu önlemler konusunda endişelenmek zorunda kalmayacaklarını belirtti.
Çok da uzak olmayan bir gelecekte, daha düşük vasıflı çalışanların robotlar ile değiştirilmesi ihtimalinin altını çizen Avukat, "Daha yüksek niteliklere ve deneyime sahip çalışanların işten çıkarılma olasılığı tartışmasız daha düşük olacaktır," diye ekledi.
İNEK GEĞİRME VERGİSİ
Yeni Zelanda'da hayvanların geğirme ve yellenmesi için çiftçilere getirilen ek vergi kısa ömürlü oldu.
ilk olarak ülkenin eski başbakanı Jacinda Ardern tarafından önerilen bu vergi, esas olarak tarım sektörünün önemli rol oynadığı metan gibi sera gazı emisyonlarını azaltmak için getirilmişti. Ancak, Yeni Zelanda'daki çiftçilerin halihazırda diğer ülkelerin çoğundan daha fazla karbon verimliliğine sahip olmaları nedeniyle vergiye büyük ölçüde karşı çıkıldı.
Emisyonların nasıl azaltılacağına dair net bir plan ya da uygulanabilir araçlar olmaksızın çiftçilere daha fazla emisyon vergisi uygulanmasının daha fazla iş kaybına, gıda fiyatlarının artmasına ve ihracat gelirlerinin azalmasına neden olacağı öne sürüldü.
Eleştiriler üzerine vergi kısa bir süre önce kaldırıldı.
Tarım Bakanı Todd McClay'in olaya ilişkin açıklamasında, "Hükümet, Kiwi çiftliklerini kapatmadan iklim değişikliği yükümlülüklerimizi yerine getirmeye kararlı. Karbon verimliliği daha düşük ülkeler, dünyanın ihtiyacı olan gıdayı üretirken, istihdamı ve üretimi denizaşırı ülkelere göndermek mantıklı değil. Bu nedenle çiftçilerimizin emisyonlarını, üretimi veya ihracatı azaltmayacak şekilde azaltmaları için pratik araçlar ve teknolojiler bulmaya odaklanmış durumdayız," ifadelerini kullandı.
MACARİSTAN: CİPS VERGİSİ
Macaristan'da halk arasında "cips vergisi" olarak bilinen vergi, içeriği tuz, şeker ve genellikle sağlıksız olarak kabul edilen diğer bileşenler bakımından yüksek olan çeşitli abur cuburlar üzerinden alınıyor.
Halkı daha sağlıklı seçimlere teşvik etmek ve gençler arasında obeziteyi azaltmak amacıyla uygulanan vergi, 2011 yılında yürürlüğe girdi. Tatlılar, çeşniler, alkolsüz içecekler, cipsler ve meyve reçelleri de dahil olmak üzere paketlenmiş yiyecek ve içeceklere yüzde 4'lük bir özel tüketim vergisi şeklinde uygulanıyor.
Meksika gibi ülkelerde de bazı eyaletlerde abur cubur vergisi var. 2013 yılından bu yana şekerlemeler, tahıl bazlı işlenmiş gıdalar, kuruyemiş ezmeleri ve atıştırmalıklara yüzde 8'lik bir vergi uygulanıyor.
Hindistan'da da Kerala ve Gujarat gibi bazı eyaletlerde hamburger ve pizza gibi gıdalar üzerinden alınan bir yağ vergisi bulunuyor.
Vox'un haberine göre, Kuzey Carolina Üniversitesi beslenme politikaları araştırmacısı Barry Popkin, "Gıda bütçemizin yüzde 5 ila yüzde 7'sini şekerli içeceklere harcayabiliriz ancak abur cubura yüzde 15 ila yüzde 20 daha fazla harcıyoruz. ABD gibi bir ülkeyi ele alırsak, ergenlerin aldığı kalorinin yüzde 33 ila yüzde 57'si abur cuburdan geliyor" dedi.
İSVEÇ: BEBEK İSİM VERGİSİ
İsveç yasalarına göre, yeni doğanlara verilen isimler önce yetkililer tarafından inceleniyor ve onay gelirse çocuk adlandırılabiliyor. Çocuğa telaffuzu zor veya sıra dışı isimler verilmesi halinde vergi alınabiliyor.
Ebeveynler bu tür isimler için yaklaşık 770 dolar (717,06 euro) ödemek zorunda kalabilirken, çocuklara "Allah" ve "Ikea" gibi isimler vermek ise ülkede tamamen yasaklanmış durumda. "Lego" ve "Google" gibi isimler verilebilirken, "Veranda," "Metallica" ve "Superman" de izin verilmeyen isimler arasında yer alıyor.
İsveç'te çocuklara verilecek isimlerin, çocuk beşinci yaş gününü doldurmadan önce ülkenin vergi dairesi tarafından onaylanması gerekiyor.
Japonya ve Fransa'da da utanç verici ya da küçük düşürücü isimlere karşı yasalar bulunurken, Yeni Zelanda'da ise herhangi bir resmi unvanın isim olarak kullanılması yasak.
SİFON ÇEKME VERGİSİ
Tuvalet sifonu vergisi, ABD'nin Maryland eyaletinde yaşayanların tuvalet sifonunu çekme sayısı üzerinden alınan bir vergi. Bu uygulamadan elde edilen gelir, fosfor ve nitrojenle beslenen alglerin artışından kötü etkilenen Chesapeake Körfezi'nin restorasyonu için harcanıyor. 2004 yılında uygulamaya konulan bu uygulama ilk olarak 30 dolardan (28 euro) başladı, 2012 yılında ise iki katına çıktı.
2017 yılında, Chesapeake Körfezi Vakfı'ndan Alison Prost, CBS News'e verdiği röportajda, "Suyun berraklığının arttığını, körfezde çimlerin her yıl daha da büyüdüğünü görüyoruz ve 10 yıldan bu yana ilk kez oksijen oranı düşük değil. İşe yarıyor."