Sözcü yazarı Saygı Öztürk, "Cumhurbaşkanına, parti kararıyla saygı gösterilmez" başlıklı yazısında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içinde, 1 Ekim'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yeni yasama yılı açılışında CHP'li milletvekillerinin Genel Baş 5 yıl sonra, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in talimatıyla Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ayakta karşılaması kararına parti içinden gelen tepkileri yazdı. Öztürk, Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partililere giden talimat mesajını gördüğünde "yok artık" diyerek mesaja inanamadığını yazdı. Öztürk'ün aktardığına göre Kılıçdaroğlu sohbet ettiği vekillere, "Genel Başkanın oturduğu koltuk, Atatürk'ün koltuğudur. Atatürk'e 'ayyaş' diyen kişinin karşısında ayağa kalkıyorsunuz. Kabul edilecek bir şey değil" dedi.

CHP Grupbaşkanvekillerinden Gökhan Günaydın'ın karardan son anda haberdar olduğunu yazdı. Genel Kurul'a katılan ancak ayağa kalkmayan CHP İstanbul Milletvekili Engin Altay da "Bir cumhurbaşkanına saygı göstermek benim de görevim. Ama cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanlığı makamının gerektirdiği niteliklere göre hareket etmiyorsa, benim de saygı göstermemek gibi hakkım var. Ben, bu kişisel hakkımı kullandım. 'Tayyip Bey normalleşmeden bizim normalleşmemiz ne sonuç verir?' dersen, hiçbir sonuç vermez. Kişisel olarak böyle düşünüyorum," dedi.

Milletvekili, gelen mesajı Kılıçdaroğlu'na okudu. Kılıçdaroğlu duraksadı, "yok artık" dedi, mesaja inanamadı. CHP kulisinde bulunan milletvekilleri arasında genel kurula girip girmeme, girilirse ayağa kalkıp kalkmama konuşuluyordu. Tepki, içeriye girmemek, içeriye girip ayağa kalkmamak şeklinde gelişti. Ancak bazı vekiller dışarıda olmanın daha doğru olacağını öne sürdü. O yüzden içeriye girmeme kararı alanlar oldu.

Bir milletvekili anlattı: Grup Başkanvekillerimizden Gökhan Günaydın'la karşılaştık. Gökhan Bey, içeriye girip Cumhurbaşkanı'nı ayakta karşılama konusundan kendisinin yarım saat önce haberdar olduğunu, tepki koyduğunu belirtti. Bir kadın milletvekili de, espri olarak, 'Bu yüzden mi siyahları giydiniz?' dedi. Günaydın'ın cevabı şöyle oldu:

"Ben sadece Gökhan Günaydın olsam, kendimi temsil ediyor olsam değil mecliste, Ankara'da olmam. Ben yalnız kendimi temsil etmiyorum."

Bazılarına göre 25-30, bazılarına göre ise 57 milletvekili salona girmedi, girenlerin bazıları ayağa kalkmadı. Grup Başkanvekilleri Ali Mahir Başarır, Murat Emir genel başkanların elini sıkmaya gittiğinde, Gökhan Günaydın ise tavır koyup gitmedi.

Anlam vermekte zorlandı

Kılıçdaroğlu sohbet ettiği vekillere, "Genel Başkanın oturduğu koltuk, Atatürk'ün koltuğudur. Atatürk'e 'Ayyaş' diyen kişinin karşısında ayağa kalkıyorsunuz. Kabul edilecek bir şey değil" dedi. Bir milletvekili ise gelişmeler hakkında bize şunları anlattı:

"Sosyal medyaya baktığımızda partimiz, hepimiz ciddi bir linç yiyoruz. Ben, genel kurul salonuna girmemiştim. Bunu bilenler, iletilerinde yaptığımın onurlu duruş olduğunu belirtiyor. Seçmende müthiş bir psikolojik kırılma var. Birisi, 'Biz tek tipleşeceksek partiye ne gerek var. Başka bir cumhurbaşkanı adayı aramaya ne gerek var? Yarın, Erdoğan CHP'nin de cumhurbaşkanı adayı mı olacak?' diye yazmış. Temel kaygı bu."

Altay: Değişiklik yok ki kalkayım

CHP'nin yıllarca TBMM Grup Başkanvekilliği görevinde bulunan ve parlamentonun deneyimli milletvekili İstanbul Milletvekili Engin Altay, genel kurul salonuna girdi, ancak ayağa kalkmadı. Engin'e niçin kalkmadığını sordum. Şunları anlattı:

"Ben 10 yıl grup Başkanvekilliği yaptım. Partili cumhurbaşkanı olduktan sonra 5 yıldır da Cumhurbaşkanı geldiğinde yerimden kalkmadım. Çünkü, Tayyip Beyde bir değişiklik yok.

Tayyip Bey anayasaya sadakat moduna dönmedi. Tayyip Bey muhalefete hakaret etmekten vazgeçmiyor, Tayyip Beyin diktatör eğilimleri hala sürüyor. Orta yerde bir tek adam var. Kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırıldığı bir süreç var. Gezi tutuklularına karşı sözleri var. Ekrem İmamoğlu'na ceza verilmesini isteyen, bu konuda yargıya baskı yapan bir Tayyip Erdoğan var.

Bir cumhurbaşkanına saygı göstermek benim de görevim. Ama cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanlığı makamının gerektirdiği niteliklere göre hareket etmiyorsa, benim de saygı göstermemek gibi hakkım var. Ben, bu kişisel hakkımı kullandım. 'Tayyip Bey normalleşmeden bizim normalleşmemiz ne sonuç verir?' dersen, hiçbir sonuç vermez. Kişisel olarak böyle düşünüyorum.

Bizim partide bazı oylamalarda vekiller farklı düşünürdü. Onlara 'Siz girmeyin, katılmayın' derdik. Cumhurbaşkanına saygı parti kararıyla gösterilmez. Saygı içten gelerek gösterilen bir şeydir. Makama gösterilir. Makamda oturan kişi makamın saygınlığını bozuyorsa, makama saygıya gerektiren şartları ortadan kaldıran birine saygı göstermek zorunda değiliz. 5 yıldır sürdürülen bir tutum var. Cumhurbaşkanında değişiklik görmüyorum. Bu yüzden de kalkmamayı tercih ettim."

Kaynak: HABER MERKEZİ