Kan bağışı yapmak kalp ve karaciğer sağlığını destekler. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Hematoloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Serkan Ocakçı kan vermenin önemine ve sağlık açısından faydalarına dikkat çekti. Kan transfüzyonu, yani hastaya kan verilmesi hayat kurtarıcı bir tedavidir.

Kanın yerini alabilecek, fabrikada üretilen, eczanede saklanan bir ürün yoktur. Birçok hasta ihtiyacı olan kana erişmekte zaman kaybı ve zorluklar yaşamaktadır. Dünya çapında yaklaşık 120 milyon kan bağışı toplanmıştır. Toplanan kanın %40’ı gelişmiş ülkelerde elde edilmiştir. Dünya nüfusunun %16’sına tekabül etmektedir. Kanların büyük bir kısmı gelişmiş ülkelerde yaşlı hastalar için, gelişmemiş ülkelerde ise çocuk hastalar için kullanılmaktadır.

Her 1000 kişide kan bağışında bulunma oranı gelişmiş ülkelerde 31 kişiye ulaşırken gelişmemiş ülkelerde 5 kişiye düşmektedir.  Kan bağışı hem hastalara verilecek;  kan, kan ürünleri olan kırmızı kan süspansiyonu, plazma, trombosit için gerekli olduğu gibi hem de kandan üretilen immunoglobulin ve pıhtılaşma faktörleri gibi ilaçlar için de gereklidir. 

KAN ALMA YÖNTEMLERİ

Kan bağışında vericiden iki farklı yöntemle kan alınabilir. En sık uygulama kola uygulanan damar yolundan kan torbasına 10-15 dakika süren kan bağışıdır. Bir diğer yöntem ise vericinin aferez cihazı adı verilen makinaya bir kan seti ile bağlanarak seçilmiş kan ürünlerinin alınmasıdır. Bu yöntem daha etkili kan ürünü elde edilmesini sağlar.  Günümüzün modern seçeneğidir.

Ancak daha pahalı ve zaman alıcıdır. Bağışçılar da ayrıca bir makine aracılığı ile olduğu için işlemden korkabilirler. Uygulama olarak bakıldığında ise daha kontrollü, istenilen hedef ürüne ulaşılmasını daha çok sağlayan bir yöntemdir.  Bağışçı 19 yaşından gün almış olmalı, 66 yaşından gün almamış olmalıdır.   İlk kez kan verecek olan bağışçı ise 61 yaşından gün almamış olmalıdır. 70 yaşından gün almamış düzenli kan bağışçısı, kan bağış merkezi doktorunun onayı olmak şartıyla, yılda en fazla 1 kez olmak üzere kan bağışlayabilir.  Tam kan bağış sıklığı erkeklerde 90 günde birdir. Kadınlarda bağış aralığı 120 günde birdir.  

Yılda bir defayı geçmemek ve hekim onayı olmak kaydıyla, 2 bağış arası en az 2 ay olabilir. Aferez yöntemi ile bağışçıdan daha sık kan ürünü elde edilebilir. Aferez yöntemi en çok trombosit bağışlarında kullanılır. Bağışçıdan 48 saat ara ile tekrar trombosit aferezi yapılabilir. Haftada iki işlemi, yılda ise 24 bağışı geçmemek gerekir.

KİMLER BAĞIŞÇI OLABİLİR

Bağışçıların sağlıklı olması gerekir. İnsulin kullanan diyabet hastaları veya ilerlemiş diyabet hastaları bağışçı olamazlar. Kan yoluyla bulaşan HIV, Hepatit B,C  gibi hastalıkları olanlar bağışçı olamazlar. Bağışçılar kan bağışı öncesi detaylı olarak değerlendirilir ve en ufak bir şüphede reddedilir. Ayrıca alınan kan örneklerinden kan sayımları, bulaşıcı hastalık tetkikleri yapılır. Modern teknolojiler sayesinde kan alımı nedeniyle olan bulaşıcı hastalık riski milyonda bir bağış civarına gelmiştir.  Kan bağışında bulunmak bağışçıyı fiziksel ve ruhsal olarak rahatlatır. Bağışçılar kendilerini daha iyi hisseder ve mümkün oldukça düzenli kan bağışı yapmak isterler.  Kan vermek aslında bir organ nakli vericisi olmaktır. Kan vermek can vermektir. 

Kaynak: YASEMİN COŞKUNÖZ