İsrail’in Gazze’ye yönelik yürüttüğü “savaş” adı altındaki katliamla ilgili her gün yeni bir insanlık dışı gerçek ortaya çıkıyor. İsrail’in yaptığı akıllara durgunluk veren son gerçeği ise Euro-Med İnsan Hakları İzleme Örgütü belirledi. Örgüt,  İsrail ordusunu Gazze'deki Filistinli canlı ve ölülerden organ çalmakla suçladı ve bağımsız bir uluslararası soruşturma açılması çağrısında bulundu. Euronews, iddiayla ilgili İsrail ordusunun görüşüne başvurdu ancak henüz bir dönüş alamadı.

AA-20231117-32936799-32936798-ISRAIL_ORDUSUNUN_GAZZEYE_YONELIK_SALDIRILARI_DEVAM_EDIYOR (1)

Euro-Med İnsan Hakları İzleme Örgütü yaptığı açıklamada, Gazze'de bazı cesetleri inceleyen tıp uzmanlarının raporlarını takiben, Filistinli cesetlerden organ çalınmış olduğunun görüldüğünü bildirdi.

Brezilya'da yolcu otobüsü faciası! Brezilya'da yolcu otobüsü faciası!

Sivil toplum kuruluşu, İsrail güçlerinin Gazze'nin kuzeyindeki El Şifa ve Endonezya hastaneleri ile güneydeki diğer hastanelerden onlarca cesede el koyduğunu belgelediğini iddia etti.

Ayrıca İsrail ordusunun El Şifa hastanesinin avlusunda kazılan bir toplu mezardan cesetleri çıkararak el koyduğuna dikkat çekti.

HIRSIZLIĞIN KANITINI SIRALADILAR

Tıp uzmanlarının incelemesinde karaciğer, böbrek ve kalp gibi hayati organların yanı sıra koklea ve korneaların da kayıp olduğu tespit edildi ve bu durum potansiyel organ hırsızlığının "kanıtı" olarak nitelendirildi.

Euro-Med'in aktardığına göre Gazze'de çeşitli hastanelerdeki doktorlar, organ hırsızlığının sadece adli tıp incelemesiyle kanıtlanamayacağını, zira birden fazla cesedin ölümden önce ameliyattan geçtiğini söyledi.

Öte yandan İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları nedeniyle çıkarılan cesetlerin tam olarak incelenmesinin mümkün olmadığı da kaydedildi.

İSRAİL’E YÖNELİK SUÇLAMALARIN BAŞLICALARI

İsrail'in Filistinlilerin cesetlerini hukuka aykırı bir şekilde kullandığına dair iddialar yeni değil.

İsrailli doktor Meira Weiss, Over Their Dead Bodies adlı kitabında 1996-2002 yılları arasında ölü Filistinlilerden alınan organların İsrail üniversitelerindeki tıbbi araştırmalarda kullanıldığını ve İsrailli hastaların bedenlerine nakledildiğini iddia etmişti.

YAHUDİ ÖĞRETİLERİNDE ORGAN NAKLİNE İZİN VAR

2014'te İsrail medyasında yayınlanan tartışmalı bir araştırmada üst düzey yetkililerin, yanık yarası olan askerler gibi İsraillileri tedavi etmek için ölü Filistinlilerin ve Afrikalı işçilerin bedenlerinden deri alındığına dair iddialar içeriyordu.

Soruşturmada, üst düzey bir İsrail Deri Bankası yetkilisi ülkedeki "deri rezervinin" önemli bir seviyeye ulaştığını açıklamış, deri rezervine ilişkin verilen rakamlar İsrail'in nüfusuna oranla oldukça yüksek seviyede çıkmıştı.

AA-20231117-32936799-32936788-ISRAIL_ORDUSUNUN_GAZZEYE_YONELIK_SALDIRILARI_DEVAM_EDIYOR-1

Amerikan CNN kanalının 2008 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, İsrail'in yasa dışı küresel insan organ ticaretinin önemli merkezlerinden biri olduğu düşünülüyor.

İsrail'i uluslararası hukuka uymaya çağıran Euro-Med Monitor, "silahlı çatışmalar sırasında ölülerin bedenlerine saygı gösterilmesi ve korunması gerekliliğini" yineledi.

İsrail'in onaylamadığı 1949 tarihli Dördüncü Cenevre Sözleşmesi, savaşan tarafların ölülerin onuruna saygı göstermesini ve cesetlerin yağmalanmasını, sakatlanmasını ya da saygısızca muamele görmesini önlemeyi gerektiriyor.

CENAZELERİN ALIKONULDUĞU İDDİASI

Euro-Med ayrıca İsrail'i, 7 Ekim'den bu yana Gazze'deki askeri operasyonları sırasında öldürülen onlarca Filistinlinin naaşını elinde tutmakla suçladı.

Bu durum bazı kesimler tarafından ailelerin sevdiklerini toprağa verme şansını ellerinden alan cezalandırıcı bir uygulama olarak değerlendiriliyor.

AA-20231117-32936799-32936791-ISRAIL_ORDUSUNUN_GAZZEYE_YONELIK_SALDIRILARI_DEVAM_EDIYOR

İsrail'in en az 145 Filistinlinin cesedini morglarında, yaklaşık 255 Filistinlinin cesedini de Ürdün sınırı yakınlarında bulunan ve halka açık olmayan bir bölgede tuttuğu iddia ediliyor.

Euro-Med gözlemcisi, ölülerin cenazelerini defnedilmek üzere acılı ailelere teslim etmeyi reddetmenin toplu cezalandırma anlamına gelebileceğini ve bunun da Dördüncü Cenevre Sözleşmesi uyarınca yasak olduğunu belirtti.

Kaynak: HABER MERKEZ-EURONEWS