Sokak köpekleriyle ilgili yasa tasarısı tartışılmaya devam ediyor. Uzun süredir hayvan ve yaşam hakları savunucuları, bu kanun teklifinin kabul edilmemesi için çeşitli kampanyalar yürütse de TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu, 17 Temmuz'da “ötanazi” adı altında hayvanların öldürülmesini ve sahipsiz köpeklerin belediyeler tarafından toplatılıp barınaklara yerleştirilmesini içeren 17 maddelik “Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni görüşmek üzere toplandı ve toplantıda kanun teklifinin ilk üç maddesi kabul edildi.
'AÇ KALINCA HER ŞEYİ YAPIYORLAR'
Konuyla ilgili bir görüş de Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan geldi. Ortaylı 1932 yıllarında Atatürk döneminde baş gösteren, kuduz vakalarına nasıl çözüm alındığını anlattı. Ünlü tarihçi; "İstanbul sokakları köpek doluydu ama köpeklerle insanlar arasında da garip bir uzlaşma söz konusuydu gelen seyyahlar yazıyor. Bugün için bu konuda çok istismar var. 70'lerden sonra cins köpek akımı geldi önüne gelen alıyor canı sıkılınca atıyor. Koca koca adamlar kadınlar alıyor canı sıkılınca atıyor ve bunlar birbirleriyle çeteleşiyorlar. Aç kalınca her şeyi yapıyorlar bir kere her şeyden evvel ormanların kendi faunasını tahribe başladılar." dedi.
'SEYRETMEYE TAHAMMÜL EDEMEDİM'
Meclis'te yaşanan tartışmaları rahatsız edici olduğunu belirten Prof. Dr. Ortaylı, "Yok ben ilericiyim hayvanseverim yok ben de bilmem ne severim. Meclis'teki manzara rahatsız edici seyretmeye bile tahammül edemedim. Tabii bu çeteleşen köpekler çocuğa ihtiyara saldırıyor onu bunu bırak tehlike hastalıklar vs. bir şekilde kontrol edilecek. Tabii ki kısırlaştırılacak. Bu belediyeler işleri yapmadıkça böyle kavga çıkartıyorlar. bu bunların adeti. Gerçekten hasta olan ıslah olmayacak kuduz taşıyanlar tespit edilir onun için bir uyutma söz konusu olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
