Geleneksel Türk nalınları, yüzyıllardır Anadolu'nun topraklarında adeta birer sembol haline gelmiştir. Hamamın sıcak taşlarında hafifçe çıtırtılar eşliğinde yürüyüş, o eski zamanların hatıralarını yeniden canlandırır gibidir. "Nalın" olarak da bilinen bu eşsiz ayakkabılar, geçmişte ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında her evlenecek genç kızın çeyizinde vazgeçilmez bir parça olarak yer alırdı.
Nalınların kökeni, tarih boyunca farklı adlarla anılsa da ceviz, dut, meşe, abanoz ve şimşir gibi değerli ağaçlardan yapıldığı bilinmektedir. Bir zamanlar sadece masif ahşap olarak üretilen nalınlar, zamanla sedef kakma gibi detaylarla süslenmiş zarif parçalara dönüşmüştür.
ZAMANA MEYDAN OKUSADA VARLIĞINI SÜRDÜRÜYOR
Bu eşsiz el işçiliği, geçmişin izlerini taşıyan nadide eserler arasında yerini almıştır. Her biri, o dönemin estetik anlayışını ve zanaatkarların ustalığını yansıtır. Bugün, modern dünyanın hızlı tempolu yaşamında bile, nalınlar geleneksel törenlerde, düğünlerde ve özel günlerde hala tercih edilen bir ayakkabıdır. Anadolu'nun kültürel zenginliğini ve geçmişine duyulan derin saygıyı yansıtan bu nadide parçalar, zamana meydan okuyarak varlığını sürdürmektedir.
OSMANLI DÖNEMİ’NDE HAMAMLARIN ZARAFET SİMGESİ
Osmanlı döneminde, hamamların ve matbahların vazgeçilmez aksesuarı olan nalınlar, sadece bir ayakkabı değil, aynı zamanda bir statü ve zarafet göstergesiydi. Hanelerdeki hamam, gusülhane, abdesthane ve matbahlarda kullanılan nalınlar, özenle seçilmiş malzemelerden yapılırdı. Tahtadan iki rakamı gibi yapılan bu nalınların üzeri düz ve ayak biçiminde olurdu. Ayaklarına takılan tasması ise köseleden yapılırdı.
GELİN NALINLARI
Hamamlarda kullanılan nalınlar, evde giyilenlerden farklılık gösterirdi. Hamam sahibesinin, natır ve hademelerin nalınları, ayakları yaklaşık iki karış yüksekliğinde olurdu. Özel olarak hazırlanan bu nalınların tasması, sim işlemeli olup üzerinde kırmızı ufak püsküller bulunurdu. En özel olanları ise 'gelin nalını' olarak adlandırılırdı. Gelin nalınları, cevizden yapılmış olup üzerleri gümüşten çiçeklerle süslenir, tasması ise sırmayla işlenirdi. Bu nalınlar sadece gelinler tarafından kullanılırdı.
Ayrıca, 'arabkari' adı verilen başka bir nalın çeşidi de mevcuttu. Arabkari nalınlarının ayakları oldukça yüksek, tasması ise kadife ve sırmalıydı. Bazıları ise cevizden yapılmış olup üzerleri oyma çiçeklerle süslenirken, tasması rugan denen parlak köseleden yapılırdı. Taraklar da Osmanlı kültüründe önemli bir yere sahipti. Kadınların hamamda kullandıkları taraklar genellikle dörtgen şeklinde ve fildişi malzemeden yapılırdı. Evde ise uzun saç tarakları boynuzdan yapılırken, hamam tarağı olarak ise şimşir kullanılırdı.