Kapalıçarşı'da üç kuşak halıcılık yapan bir aile üyesi Memet Güreli, Anadolu'nun geleneksel halı ve kilim dokuma yöntemleriyle üretilen ürünleri tüm dünyaya tanıtıyor.
Güreli'nin sanatla buluşturduğu ürünler, "The Conran Shop", "Anthropologie", "Mansour Fine Rugs" ve "The Rug Company" gibi dünyaca ünlü tasarım mağazalarında sergileniyor.
Bu yıl 35'inci senesini kutlayan Dhoku markasının kurucusu Güreli, organizeden bu yana uluslararası bir Türk tasarımcılar Koray Özgen, Ela Cindoruk, Ayşe Birsel ve Alev Ebüzziyya Siesbye'ın yanı sıra Bibi Seck ve Filip Pagowski gibi sanatçılarla da çalıştı.
Güreli, halının Türk tarihindeki yerini ve yaygınlaştığını, tasarımlarındaki ilham ürünlerini ve uluslararası alanda Türk halısının serüvenini AA muhabirine anlattı.
"Çıraklığını sürdürmek için halıcığın en temel konularını bilirim"
Amcanın Kapalıçarşı'daki halı yaygınlığı 11 yaşında çıraklığa çıkmaya başlayan Güreli, "Askerden sonra kendi işini kurmaya karar verdim. Çıraklığını yapmak için halıcığın en temel konularını bilirim. Halının ter türüyle aşağı yukarı çalıştı." dedi.
Memet Güreli, klasik halıcılıkla başlayan kariyerini, eski dokuma tasarım halıcılığa dönüştürmesinin çok kolay bir şekilde dikkati çekerek, devam ettiğini kaydetti:
"Esasında en hayatın bu karmaşıklığı. Kimsenin yapmadığı, herkesin 'bitti' diye düşündüğüydü. Bana göre bizim yaptığımız tamamen o geçmişten gelen kültürü yukarı çekmektir. Bütün kurgumuz onun üzerine. Geleneksel tasarımlardan parlayan yeni bir şey yapmak, bunu bitmek üzere olan dokuyucularla yapmak, Markalaşmak 'olmaz' diye düşünülüyordu. Bunu yaparken hep başardık. Benim kendi adıma hayal edemeyeceğim isimlerin halı tasarımlarında yer almayı, bizim için bir onur olmayı düşünüyordum.
"Bizim ürünleriyle çok parası olan insanlarla ilgilenmedi"
Ticari kaygının dışında sanat ve estetik kaygısıyla çalışma fikrinin tasarım alanındaki sanatçıların hoşuna gidebileceğine işaret eden Güreli, dünyada hızlı artışın yakalanmasının arttığını vurguladı.
Güreli, geleneksel motiflerin modern tasarımlarla yorumlanması uygulama konusunda attıkları adımlarla şu sözlerle anlattı:
"İlk tasarımlarımızı kağıdın üzerine çizdik, köydeki dokuyucularla buluşturduk. Dokuyucu kızların bana söyledi 'Şaştın mı sen?' 'Bunu normalde var mı?' cümlesiydi. dediler.Çünkü 200 yıldır hep aynı deseni yapıyorlar.Çok orijinal bir şey olursa kırmızının yerine, mavi ortaya çıkıyor.Dümdüz bir kilim getirdim, içinde iki tane siyah çizgi var. dediler. Alanında tasarımcılarla dost olduk. Bizim gibi çok para ve endüstriyel olaylar yoktu. Bize bir koleksiyon yapıldılar, gördüklerinde şaşkına döndüler.
Üretilen halıların estetik kaygısı yüksek, dünya ve çevreyi koruma ve yaşatmak isteyenler tarafından tercih edildiğinin dışında çizen Memet Güreli, "Bizim ürünleriyle çok parası olan insanlarla ilgilenmedi. Bohem burjuva diye tabir edilen kesime ulaştık. Bazı zengin semtlere tek bir tane halı satmıyoruz. Bazı semtlere satıyoruz çünkü orada ulusal bir kaygı var." tasarruf kullanıldı.
Memet Güreli, gelecekte yeni koleksiyonlar üretmeyi hedeflediğini sözlerine karıştırıldığını, "Bizim hikayemiz kendi performansında başka insanlara ilham oldu. Başka dokuyucular, başka markalar çıktı. Hedef sanatla el işçiliğini birleştirmek sonunda, böyle bir şey ortaya çıktı. Başarımızı bu şekilde değerlendirmek iyi olabilir; bizim başarımız, Kapalıçarşı'da yapılıyore halı şeytan bir halıcıdan, sanatsal ürünler yapabilen iyi bir marka yaratma çabasıdır." şeklinde konuştu.