Yetkin'e göre bu tür senaryolar, İmamoğlu’nu cumhurbaşkanlığı yarışının dışına itmiyor; aksine onu daha da görünür ve güçlü hale getiriyor. Toplumsal algı açısından bakıldığında, bu tür baskılar İmamoğlu’na yönelik mağduriyet hissi yaratıyor ve bu da halk desteğini artırıyor.
Murat Yetkin, yazısında bu gelişmelerin arkasında başka hesapların olup olmadığının da sorgulanması gerektiğini belirterek, “Heybedeki turplar varsa da yoksa da, vatandaşın bunu bilmeye hakkı var” ifadesini kullandı.
Yetkin, “İmamoğlu dosyası: heybedeki turplar neden çıkmıyor? Bitti mi yoksa?” başlıklı yazısında, özetle şunları söyledi:
“İmamoğlu’nun üniversite diploması onu Cumhurbaşkanlığı adaylığından düşürecek şekilde iptal edildi ki Üniversiteliler ve liselilerin isyanını kısmen bu yüzden oldu. Seçilerek geldiği makamı, koltuğu altından alındı. Özgürlüğünden edildi, hapse atıldı.
Peki, bütün bunlar İmamoğlu’nu siyasi denklemden, cumhurbaşkanlığı yarışından düşürdü mü?
Hayır, düşürmedi. Hatta güçlendirdi.
Hatta Mansur Yavaş’ı da düşürmedi, onu da güçlendirdi.
Üstelik cumhurbaşkanlığı denklemine bir aday daha kattı. O da bu süreçte CHP genel başkanlığından liderliğine terfi eden Özgür Özel oldu.
Eskiden Erdoğan bu gibi durumlarda hemen seçime gider, muhalefete dersini verirdi.
Oysa şimdi ekonomik kriz buna izin vermiyor.
Erdoğan DEM Partiden destek alabilse hemen Meclis’ten seçim kararı geçirir, böylece Anayasal boşluktan yararlanarak aday da olabilir. O da bir yandan Kandil’den beklenen PKK kararına, diğer yandan ABD Başkanı Donald Trump’ın beş dakikada değişebilecek muhabbetine bağlı görünüyor.
O nedenle CHP’li belediyeleri ‘silkelemek’ operasyonuyla maaş ödeyemez duruma düşürüp işçi eylemlerinden medet ummak dışında turplar varsa da yoksa da vatandaşın öğrenme hakkı var.”