2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nda atış biçimiyle dünya çapında dikkat çeken Türk nişancı Yusuf Dikeç, Fransa’da yayın yapan L’Équipe gazetesinin iddialarıyla gündem olmuş, gazete, Dikeç’in kendilerinde bir röportaj için 30 bin euro talep ettiğini öne sürmüştü.
Haberde “Yusuf Dikeç, şimdi sözünü yüksek bir fiyata satmaya çalışıyor” ifadelerine yer veren L’Équipe, röportaj ücretinin, Dikeç’in avukatının İstanbul Şişli’de bulunan ofisinde açıklandığı belirtilirken, Türk Lirası’nın son dönemdeki değer kaybına da vurgu yapılmıştı.
Habere göre, röportaj teklifine para dışında bir dizi şart da eklendi. Yusuf Dikeç ile yapılacak görüşme yarım saatten uzun olmayacak ve sporcunun askerlik yaşamına ilişkin sorular sorulamayacak. Ayrıca, röportaj sırasında çekilen tüm fotoğrafların mülkiyetinin de Yusuf Dikeç tarafına ait olacağı belirtildi. Bu şartlar ve talep edilen ücret nedeniyle teklif reddedildi.
Yusuf Dikeç’ten iddialara yanıt geldi. Kendisinin L'Equipe ile hiçbir zaman görüşmediğini belirten Dikeç, şöyle konuştu; ‘Bana ulaşmış, benim ağzımdan çıkan, benim mailimden atılmış tek kelimelik bir yorum, cevap veya yazı yok.
Bu, gazetede çalışan o şahsın avukatımla görüşmüş olduğu bir konu neticesinde olmuş. Ancak avukatla ne konuştular ne görüştüler onları bilmiyorum. Şimdiye kadar benim para istediğim hiçbir basın kuruluşu yok.’
‘Sırbistan televizyonuna da gittik bir program yaptık, tek kuruş bile almadık. Ama insanlar bazen bu sınırı aşıyor. Sizi bazen yok sayıyorlar. İşte ben medya kuruluşuyum size her istediğimi yaptırabilirim. Buraya gel, gelirken silahınla şu kıyafetini de getir. Talimat gibi. Bunlar hoş şeyler değil. İnsanların zamanı ne kadar değerliyse benim de zamanım o kadar değerli.’
Benim ağzımdan çıkmış şu kadar ücret gibi bir şey yok. Avukatla konuşmalarının içeriğini ben bilmiyorum. Onların kendi aralarındaki bir görüşmedir sonuç olarak. Benimle alakalı değil. Türkiye’de o kadar gençlerle buluştuk, bir günde 3 tane televizyon programına çıktım hiçbirinden bir ücret talebimiz olmadı. Bu yüzden bence bu kadar konuşmaya değer bir konu değil. Benim ağzımdan böyle bir şey çıktıysa benimle görüştüğü bir tek kelimenin bir tek harfini göstersin. Avukatla görüşmesi beni ilgilendirmez. Benim ağzımdan çıkan önemli.'