Kendisi CHP'nin evladı olduğu kadar benim de evladımdır, ona sahip çıkmak benim de boynumun borcudur" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte geldi. Kılıçdaroğlu, kendilerine düşen görevin Türkiye’yi içinde bulunduğu durumdan çıkarmak olduğunu söyleyerek, "Türkiye'de devletin kurumlarını liyakatli kişilerin üretebileceği bir sürece evirebilmek. Bütün bunları sabırla gerçekleştireceğiz. Altı lider bir aradayız, hepimiz aynı şeyleri düşünüyoruz. Demokrasiyi savunuyoruz; bu ülkeye demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz. Bazen soruyorlar veya eleştiriyorlar. 'Demokrasi diyorsunuz, milletin mutfağına bir şey kalmadı' diye. Mutfakta bir şeyin kalmamasına yol açan temel olay bu ülkede demokrasinin olmamasıdır. Bu çerçevede ilk adım demokrasi sonra hep beraber hızla büyüme ve kalkınma. Çünkü her şeyimiz var" ifadelerini kullandı.
85-90 yaşında insanların hapiste tutulamayacağının altını çizen Kılıçdaroğlu, "Tuvalete gidemeyecek bir kişi hapiste tutulmaz. Eğer devlet olarak siz bunu yapmaya kalkarsanız kişilerden intikam alırsınız. Devlet intikam duygusuyla yönetilmez; adaletle, bilgiyle, birikimle yönetilir. Eğer insanları 85-90 yaşında ben sizi hapislerde öldüreceğiz derseniz; demokrasinin, insan haklarının olmadığı algısı çok daha güçlü bir şekilde ortaya çıkar" şeklinde konuştu.
6 yaşındaki çocuğa istismar olayına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Merkez Bankasının önüne Kılıçdaroğlu neden gitti? Enflasyonla mücadele edin diye gitti. Yasanın verdiği görev yerine getirilsin diye gitti. Yapmadılar. Kılıçdaroğlu TÜİK'e niye gitti? İşçinin, emeklinin enflasyonu düşük gösterecekler, düşük maaş almalarına yol açıyor, haklarını teslim edin diye gitti. Milli Eğitim Bakanlığı önüne niye gitti? Dayısı olmayanı sözlüde eliyorlar. Dayısı olmayanın arkasında durmak için gitti. Et ve Süt Kurumuna niye gittik? Bu ülkenin çocukları süte, ete ihtiyaç duyuyorlar, bunun için gittim. Adalet Bakanlığına vekil arkadaşlarımla beraber yürüdük. 6 yaşındaki bir çocuğa sistemli tecavüz edilmesi ve bunun karşısında iktidarın suskun olması. Bir çocuğun hakkı için Bakanlığa yürüdüm. Sonra ne oldu? Devletin refleksi çalışmaya başladı. Demek ki bu kardeşiniz haklı" diye konuştu.
"Sizin bilmediğiniz ama bizi yakından tanıyanların iyi bildiği bir şeyi ifade edeceğim. Ekrem İmamoğlu ile baba-oğul gibiyiz. Kendisi CHP'nin evladı olduğu kadar benim de evladımdır, ona sahip çıkmak benim de boynumun borcudur. Çekin arabanızı, bu kantar sizi çekmez."
(iha)
Kendisi CHP'nin evladı olduğu kadar benim de evladımdır, ona sahip çıkmak benim de boynumun borcudur" dedi.