Filistin'e destek yürüyüşünde elinde Kelime-i Tevhid bayrağı vatandaşa yumruk atan Ege Akersoy, hakim karşısına çıktı.
Ege Akersoy, İsmail Aydemir’e attığı yumruk sonrası hakim karşısında şu ifadeleri kullandı:
‘’Bunun yanlış olduğunu biliyorum, olay sebebiyle pişmanım da. Sözlü tartışma olarak başlayıp böyle bitmesi gerekirdi. Bunun bana yakışmadığının farkındayım’’ dedi.
Duruşmada savunma yapan sanık Ege Akersoy, kimlik tespitinde elektrik mühendisliği mezunu olduğunu ve şu anda çalışmadığını belirterek, "Olaydan bir gün önce arkadaşımda kalmıştım, ertesi gün de evime gidiyordum. Haliç metro civarında tesadüfen İsmail beyi gördüm. Kendisini gördüğümde elinde yeşil üzerinde ne yazdığını bilmediğim Arapça bir bayrağı sallıyordu. Türk bayrağı da yoktu. Kendisine, 'sen Türk değil misin şu an hassas zamanlardayız' dedim. Bu olaydan önce Arabistan'da oynanmak istenen Galatasaray-Fenerbahçe maçında ülkemizin kurucu önderinin isminin anılmasından ve İstiklal Marşı'mızın okutulmasından rahatsız olmalarından dolayı ben bu bayrağın Türkiye içerisinde dalgalandırılmasından rahatsız oldum. Yine bu olaydan çok kısa bir süre önce 12 askerimizin şehit olmasından dolayı ülkemizde yalnızca Türk bayrağının dalgalandırılması gerektiğini düşündüm. Bunu sözlü olarak ifade ettim. Bana 'sana ne, istediğimi taşırım' deyince gerginlik oldu’’ dedi.
‘’Bunun yanlış olduğunu biliyorum, olay sebebiyle pişmanım da"
Savunmasına devam eden sanık Akersoy, ‘’Bana doğru yaklaştığı sırada bana vuracağını düşünerek, elini kaldırdığını görünce yumruk attım. Bunun yanlış olduğunu biliyorum, olay sebebiyle pişmanım da. Sözlü tartışma olarak başlayıp böyle bitmesi gerekirdi. Bunun bana yakışmadığının farkındayım. Sonrasında bazı insanlar yanımıza geldi, içlerinden bazılarının bana zarar verebileceğini düşündüğüm için orada gördüğüm polise gittim. Polis orada durumu sakinleştirmeye çalışırken oradaki vatandaşlardan biri de bana vurdu" şeklinde konuştu.
"Elindeki bayrak, şehit cenazelerine tabutun üzerine serilen Tevhid bayrağıdır"
Müşteki İsmail Aydemir'in avukatlarından Deniz Alp İmamoğlu, "Sanığın savunmaları suçtan kurtulmaya yöneliktir, itibar edilmemelidir. Keşke müvekkil hasta olmayıp buraya gelebilseydi, durumunu kendiniz görebilseydiniz. Müvekkil fiziki olarak güçlü konumda değildir, aradaki yaş farkı da göz önüne alındığında sanığa fiziki müdahalede bulunması söz konusu değildir. Müvekkilin elindeki bayrak yasa dışı değildir. Elindeki bayrak, şehit cenazelerine tabutun üzerine serilen Tevhid bayrağıdır. Müvekkilin katılmış olduğu yürüyüş Filistin yürüyüşüdür, 12 şehidimize rahmet dileğinde bulunulan bir yürüyüştür zaten. Şikayetimiz devam etmektedir" dedi. Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, esasa ilişkin mütalaanın hazırlanabilmesi için dosyanın tarafına iletilmesini talep etti.
‘’Bazı şartlar sağlandığında, müvekkilden el öpülüp özür dilendiğinde uzlaşmaya açıktık’’
Duruşmanın ardından basın mensuplarına açıklama yapan müşteki İsmail Aydemir avukatı Deniz Alp İmamoğlu, ‘’Müvekkilin elindeki bayrak herhangi bir şekilde yasadışı bir bayrak değildir, herhangi bir terör örgütü propagandası yapmıyor, herhangi bir şekilde anayasal demokrasimize aykırı bir bayrak değildir. Bununla birlikte müvekkilin böyle bir durumda, ‘şehitlere rahmet, Filistin'e destek ve İsrail'e lanet’ yürüyüşünde böyle bir saldırıya uğraması kabul edilemez. Böylece saldırının düşünce ve ifade hürriyetine yapıldığını düşünüyoruz, bu sebeple sanığın cezalandırılmasın talep ettik. Sanık herhangi bir şekilde bizimle uzlaşmaya yanaşmadı, biz bazı şartlar sağlandığında, müvekkilden el öpülüp özür dilendiğinde uzlaşmaya açıktık. Bayrağa bir saygı gösterisinde bulunulduğunda uzlaşmaya hazırdık, sanık kabul etmedi. Herhangi bir uzlaşmaya yönelik bir şey olmadı, biz de sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz’’ ifadelerini kullandı.