Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Ankara ziyaretinde TBMM Genel Kurulu’na hitap etti. Abbas’ın konuşmasının öncesinde Genel Kurul, TBMM Başkanı Kurtulmuş tarafından açıldı. Genel Kurul’a Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, bazı ülkelerin büyükelçileri, Sayıştay Başkanı Metin Yener, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olağanüstü toplantıyı locadan izledi. Genel Kurul'da AK Parti Grup sıralarında İran'ın başkenti Tahran'da suikasta uğrayan Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin fotoğrafı yer aldı. Başkanlık divanı ve milletvekillerinin oturduğu sıralara Filistin ve Türk bayraklarının yer aldığı atkılar bırakıldı.
Hitabına, Filistin halkından gelen mesajla ve İsrail’in saldırılarında şehit olanları anarak başlayan Abbas, “ Sizlere büyük acıyı yaşayan halkımın mesajıyla gelmiş bulunmaktayım.. Halkım uluslararası adaletten yoksun olarak, toprağına, vatanına, kutsallarına ve değişmez milli haklarına sarılarak işgalci İsrail'in suçlarına karşı büyük bir mücadele yürütmektedir. Allah'ın bir gün bu milli mücadelemizi zafer ve özgürlükle taçlandıracağına ve uzun zamandan beridir devam eden bu belanın sona ereceğine inanmaktadır.. İsrail'in saldırıları, cinayetleri ve soykırım suçu nedeniyle Gazze'de, Batı Şeria'da ve Kudüs'te şehit olanları anarak başlamak istiyorum. Ve bunların en sonuncusu da lider İsmail Heniyye'ye karşı suç olmuştur. Şimdi sizleri, çok değerli kardeşlerimi, İsmail Heniyye'nin ve Filistinli şehitlerin ruhuna El Fatiha okumaya davet ediyorum” dedi.
"TÜRKİYE'Yİ TAKDİRLE KARŞILIYORUZ"
Filistin halkının mücadelesine destek vermesi nedeniyle Türk milletine teşekkür eden Abbas, “Bu mecliste bununla ilgili tartışmalar yürütmektesiniz ve Filistin halkına karşı işlenen tarihi adaletsizliğe, katliamlara, savaş suçlarına, soykırıma karşı sizler Filistinlilerin yanında makbulsünüz. Zaten bunlar Uluslararası Mahkemeler ve platformlar da kınamış durumdadır. Allah aşkına soruyorum; her gün işgal devletinin Gazze'de bulunan özellikle de birkaç gün önce 100'den fazla şehidin verildiği El - Tabiin okulu katliamı dahil olmak üzere her gün sığınma kamplarına gerçekleştirdiği katliamlara, nasıl oluyor da uluslararası toplum sessiz kalıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin öncü rolünü takdirle karşılıyoruz. Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlığa yönelik meşru haklarını savunan cesur ve ilkeli tutumundan dolayı kendisini kutluyoruz. İsrail'in halkımıza, topraklarımıza ve kutsal mekanımıza karşı işlediği iğrenç suçları reddeden Türkiye'nin tüm siyasi partilerini ve sivil toplum kuruluşlarını tutumlarından dolayı kutluyorum” şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE, FİLİSTİN İÇİN İSRAİL TİCARETİNİ DURDURDU"
İsrail'in Gazze'deki soykırım suçları karşısında Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanın'nda açılan davaya müdahil olan Türkiye’ye teşekkür eden Abbas, “İsrail ile ticareti durdurması, 10 milyar dolarlık bir ticareti Türkiye, Filistin halkına destek için durdurdu. Bizler, Türkiye'deki kardeşlerimize, Kudüs ve Filistin davasını, ana meselesi haline getirdiğinden dolayı teşekkür ediyoruz. Çünkü Filistin davası Türkiye'de bir ana mesele haline gelmiştir. İşte bu Türk halkının ahlakının bir göstergesidir. İsrail'in, Gazze, Batı Şeria ve kudüs'te yürüttüğü soykırım asıl amacı vatan topraklarından Filistin'in varlığını söküp atmak ve Filistinlileri bir kere daha tehcir etmektir. 1948 ve 1967 yılında olduğu gibi aynı tehcir stratejisini tekrardan yaşatmak istiyorlar ama bu asla olmayacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar ve ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bu asla gerçekleşmeyecektir. Zira halkımız, toprağına, vatanına, kutsallarına ve kutsal mekanlarına bağlıdır ve ne pahasına olursa olsun oradaki gaspçıları, işgalcileri oradan def edecektir” diye konuştu.
"BATI ŞERİA'DA 10 BİN ŞEHİT VAR"
7 Ekim'den bugüne 40 bin Filistinli kadın ile çocuğun şehit edildiğini hatırlatan Abbas “10 bin kayıp, 80 bin yaralı var. Batı Şeria'da 10 bin şehit var ama bizler dik durmaya devam ederek topraklarımızdan ayrılmayacağız. Bu bağlamda Mısır ve Ürdün'ü, İsrail'in tehcir planlarını reddetmeleri sebebiyle takdirle karşılıyoruz. Bu tutumlar bizimle tamamen örtüşmektedir ve tüm platformlarda da destekliyoruz. İsrail'in uluslararası hukuka aykırı planlarına karşı çıkan uluslararası yaklaşımı da takdirle karşılıyoruz. Geçmişte, bugün ve yarın da söylemeye devam edeceğiz: Gazze, Filistin Devleti'nin ayrılmaz, asli bir parçasıdır. Gazze'de bir başka devlet kurulamaz ve Gazzesiz bir Filistin Devleti de olamaz. Halkımız kırılmayacak ve teslim olmayacaktır. Bizler Gazze'yi tekrar imarını gerçekleştireceğiz. Şu an yüzde 70'inden fazlası yıkılsa da yapacağız. Halkımızın desteğiyle, Arap ve İslam milletinin, dünyanın özgür insanlarının desteğiyle gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan devletimizi ne pahasına olursa olsun kuracağız” ifadelerini kullandı.
Katliama sebep olanların hesaba çekileceğini söyleyen Abbas, “Katiller ve savaş suçlularına gelince, onlar işledikleri suçlardan kurtulamayacaklar. Bu işledikleri suçlar zaman aşımıyla düşmez, bunlar şüphesiz hesaba çekilecektir. Bizler Uluslararası kuruluşlarla çalışmaya devam edeceğiz. Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi özellikle Netanyahu'nun yargılanıyor. Bununla birlikte Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'yle çalışmaya devam edeceğiz. Bizler Filistin Devleti'ni layık olduğu uluslararası toplumdaki yerini alması için çalışmaya devam edeceğiz. Halkımız 100 yılı aşkın bir süredir devam eden destansı kararlılığı ve direnişiyle sadece anavatanı Filistin'i, ulusal, siyasi, dini ve tarihi kimlik ve haklarını savunmakla kalmıyor. Aynı zamanda tüm bölgeye egemen olmak isteyen yayılmacı ve sömürgeci aç gözlü Siyonist harekete karşı Arapları ve İslam ümmetini savunmak adına ön saflarda yer almaktadır. Onlara müsaade etmeyeceğiz” dedi.
İsrail hükümetinin 2 gün önce Mescid-i Aksa'ya girerek kutsal yerlerin tarihi yapısını değiştirmeye yönelik hareket ettiğini ifade eden Abbas, “Bu tür saldırılar, hakaretler hiçbir sonuç vermeyecektir. Orası bizim canımızdır ve oranın kiliseleri bizim kiliselerimizdir. Bugünlerde orada ve şurada savaş sonrası diye bir şeyden bahsediyorlar. Bizler diyoruz ki, çok açık ve net bir şekilde, Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs, bağımsız Filistin Devleti'ni oluşturan tek bir meşru hükümet tarafından yönetilen coğrafi bütününün adıdır. Ve tek bir meşru hükümetin yönettiği Filistin topraklarıdır ve bu bölge eğer bu durum gerçekleşmezse istikrar, sukünet ve kalkınma olmaz. Ya bize hakkımızı verirsiniz ya da sizler özgürsünüz. Eğer bu yapılmazsa işte bu şiddet sarmalı devam edecektir ve barış ile güvenliğe giden yol Filistin de başlar ve biter. Bu bağlamda İsrail'in barbar saldırısına karşı mücadelemiz gerçekte tüm dünya kıtalarında adaletsizliğe karşı duran insanları da harekete geçirmiştir” şeklinde konuştu.
İnsanların yüksek sesle, İsrail’in işlediği soykırımı kınadığını vurgulayan Abbas, Amerika'daki Yahudiler yüzde 40'ı’nın İsrail'i suçlu gördüğünü belirtti. İnsanlığın ırkçı düşmanlığa karşı dik duruş gösterdiğini söyleyen Abbas, İsrail'in yapmakta olduğu işkencelere karşı ve orada işledikleri aç bırakma politikalarına karşı uluslararası kuruluşların sessiz kalamayacağını dile getirdi.
Türkiye'ye sunduğu insani yardımlardan dolayı teşekkür eden Abbas, “Türkiye Gazze Şeridi'ne on binlerce ton insani yardım gönderdi. Türkiye hastanelerinde yaralıları kabul etti ve sokaklarında dayanışma gösterilerinde bulundu. Türk kardeşlerimiz her alanda siyasi, diplomatik, parlamento ve hukuki alanlarda varlık göstererek bizim yanımızda yer aldılar. Filistin halkının haklarını savundular ve hikayemizi anlatarak dezenformasyona karşı durdular. Her türlü tahrifata karşı mücadele ettiler ve özellikle Netanyahu'nun ABD kongresinde yaptığı yalanlar ne ilk olmuştur ne de son olmuştur” dedi.