Kara para akladığı iddiasıyla hakkında dava açıldıktan sonra yurtdışına kaçan Sezgin Baran Korkmaz, Fatih Altaylı'nın YouTube programına konuk oldu.

İnan Kıraç’dan alacağı 60 milyon doları almak için harekete geçtiğinde karşılaştıklarını anlatan Korkmaz, "İnan Kıraç’a hacze gideceğimi söyledim. Bakan Soylu bu borcu silmem gerektiğini ve hisseleri bedelsiz şekilde İnan Kıraç’a vermem gerektiğini bana söyledi" dedi.

SEDAT PEKER'İ HATIRLATTI

Gazeteci Uğur Dündar röportajdan bir kesit paylaştı ve yorumda bulundu. Dündar "Zaman Sedat Peker'i bir kez daha haklı çıkardı. Fatih Altaylı'nın ABD'deki Sezgin Baran Korkmaz'la yaptığı başarılı röportajdan anlıyoruz ki; Süleyman Soylu İçişleri Bakanı olduğu dönemde S. Baran Korkmaz'ı makamına çağırıp 'Bu devlet işidir' diyerek, baskıyla 50 milyon dolarlık alacağını sildirmiş. (Sedat Peker de bu iddiada bulunmuştu.) O tarihlerde Sedat Peker'in iddialarının üzerine gidilip gerçeklerin ortaya çıkarılması gerektiğini ısrarla savunduğum için Soylu tarafından 'Suçu ve suçluyu övmekten (!)' yargılatılmış, ancak ilk celsede beraat etmiştim.' ifadelerini kullandı. 

'BENİ ERDOĞAN'A ŞİKAYET ETTİ'

Sezgin Baran Korkmaz, Fatih Altaylı'ya şunları anlattı; "Kıraç Holding’in yüzde 45 hissesi, Nahum ailesindeydi. İnan Kıraç ile Nahum ailesi arasında sorun vardı. İnan Kıraç, Nahum ailesi ile anlaşamadığını, benim dışarıdan bir kişi olarak Nahum ailesindeki hisseleri almamı, daha sonra o hisseleri benden alacağını söyledi. Ben de kabul ettim. Nahum ailesi ile görüştüm. Kıraça Holding’in yüzde 45 hissesini 60 milyon dolara aldım. Daha sonra İnan Kıraç’tan paramı istedim ama kendisi buna yanaşmadı. Ben de alacağıma karşılık İnan Kıraç hakkında ihtiyati haciz kararı aldırdım. Bunun üzerine İnan Kıraç, Sayın Erdoğan’a gidip Sezgin Baran Korkmaz’ın kendisine çökmeye çalıştığını anlatmış ve Erdoğan da dosyayı Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e vermiş. Abdülhamit Gül, dosyayı inceletmiş ve Erdoğan’a dosyanın ticari bir alacak verecek meselesi olduğunu belirtmiş. Daha sonra birileri Erdoğan’a bu işin içinde çökme meselesi olduğunu söyleyerek, bu işin İçişleri Bakanı’nın görevine girdiğini söylemiş ve Erdoğan dosyayı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya vermiş" ifadelerini kullandı.

'BU DEVLET MESELESİ'

"Bunun üzerine Soylu, beni Ankara’daki makamına davet etti" diyen Korkmaz, "Gittiğimde, hukuken haklı olduğumu, ihtiyati haciz kararı aldığımı, İnan Kıraç’a hacze gideceğimi söyledim. Bakan Soylu bu borcu silmem gerektiğini ve hisseleri bedelsiz şekilde İnan Kıraç’a vermem gerektiğini bana söyledi. Nedenini sorduğumda bu işin devlet meselesi olduğunu söyledi. Ben, Soylu’ya ‘Kürt olduğum için mi bana böyle davranıyorsunuz’ dediğimde, odadaki bir emniyet müdürü bana karşı çıkıştı. Konuşma farklı yerlere gitti. Ben de bu sefer ‘Ben Trabzonlu olmadığım için mi benimle böyle konuşuyorsunuz’ dedim. Bu sefer emniyet müdürü ayağa kalktı, ben de ayağa kalktım. Gerginlik olunca ben bakanlıktan çıktım. 10 dakika uzaklaştıktan sonra beni bir daha aradılar. Yeniden çağırdılar. Gittiğimde Soylu, ‘Bu devlet meselesi İnan Kıraç’ın borcunu sileceksin’ dedi. Ben de tamam deyip hiçbir şey demeden ayrıldım. Sonra Ankara’da devlette etkin birini aradım, bu konunun devletle alakasını öğrenmek istedim. O ise bunun devletle ilgili olmadığını, Soylu’nun Erdoğan’a ve Kıraç’a şirin gözükmek için işgüzarlık yaptığını söyledi" dedi.

'İNAN KIRAÇ BANA ÇÖKMEYE ÇALIŞTI'

Korkmaz, "Daha sonra beni biri daha aradı, ‘Seni Ankara’da ezdiler mi’ dedi. Ben de ‘nasıl yani’ dediğimde, ‘Soylu, görüntülü olarak İnan Kıraç’ı aradı, olayı böyle anlattı’ dedi. Ben, İnan Kıraç’a çökmeye çalışmadım, İnan Kıraç bana çökmeye çalıştı. Hatta İnan Kıraç’ı İnan Kıraç yönetmiyor. Kendisine vasi atanması lazım. Kendi kızıyla yaşadığı sorunların arkasında da bu var. İnan Kıraç üzerinden İpek Kıraç’a da çökmek istiyorlar" diye konuştu.

Kaynak: DEMET SAROVA