Kayyım hamlelerinin büyük olaylara neden olmasını ve bu olayların seçmeni ürküterek aynen 2015 Kasım seçimlerinde olduğu gibi kendi çevresinde toparlamasını umuyor" yorumunu yaptı.

Altaylı, iktidarın, CHP ile DEM’i de birlikte göstermek için batıda bir CHP’li belediyeye kayyum atayarak, iki partiyi ortak gibi göstermeyi hedeflediğini savundu. 

Altaylı yazısında ayrıca şu yorumu yaptı: 

"AK Parti, MHP politikalarına dönünce büyük oranda almayı başardığı Kürt oylarını kaybetmeye başladı. 2019 ve 2024 seçimlerinde bunu derinden hissetti. Kürtlerle barışması şarttı.

Ama kendisine “meşruiyet” kazandıran MHP’den vazgeçmeden bunu nasıl yapabilirdi. Barışı MHP’ye yaptırarak.

Aslında süreç Öcalan’ın Bahçeli tarafından meclise davet edilmesinden çok önce başladı. MHP lideri, Ahmet Türk’ün cezaevinden salıverilmesi için devreye girdi. Aynen Alaattin Çakıcı gibi, Ahmet Türk de Devlet Bahçeli sayesinde “hastalık bahanesi” ile cezaevinden çıkarıldı.

“Milliyetçi Hareket” nezdinde itibarı iade edildi. Sonra jest sırası Ahmet Türk’e geldi. O da “Kürt sorunu çözse çözse Erdoğan çözer” diyerek mukabele etti.

Muhtemelen iktidar Ahmet Türk ve bazı başka isimler üzerinden bu sorunu kapalı odalarda ele alıyordu. Öcalan hamlesi son hamle olarak geldi. En riskli adımı MHP’ye attırdı Erdoğan. Ve belli ki, AKP’nin istediği karşılığı bulamadı.

Ve bulamayınca, aynen 2015’te yaptığı gibi gizliden yürüttüğü Barış Süreci’ni bitirdi. Erdoğan, 2015’te yıkandığı nehirde bir kez daha yıkanacağını düşünüyor.

Kayyum hamlelerinin büyük olaylara neden olmasını ve bu olayların seçmeni ürküterek aynen 2015 Kasım seçimlerinde olduğu gibi kendi çevresinde toparlamasını umuyor. Bu arada CHP ile DEM’i de birlikte göstermek için batıda bir CHP’li belediyeye kayyım atayarak, iki partiyi ortak gibi göstermeyi hedefliyor.

Tutar mı? Zannetmiyorum. Ama Erdoğan’ın Türkiye’nin 89’lık ortalama IQ’sunun neden olacağı unutkanlığa güvendiğini tahmin ediyorum."

Kaynak: HABER MERKEZİ