Türkiye'de kira tahliye davaları, özellikle ekonomik kriz ve yüksek kira bedelleri nedeniyle artış gösteriyor. Avukat Alper Şeref Güler, tahliye davalarının çoğunlukla "ihtiyaç" gerekçesiyle açıldığını ve bu ihtiyacın somut delillerle ispatlanması gerektiğini belirtiyor. Borçlar Kanunu'na göre, tahliye sebepleri sınırlı ve belirli olup, bu sebepler dışında tahliye talebi kabul edilmiyor. Kiracıların bu yasal çerçeveleri bilmesi, tahliye davalarında haklarını korumalarına yardımcı olabilir.

Kira tahliye davaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde sıkça karşılaşılan hukuki süreçler arasında yer alıyor. Avukat Alper Şeref Güler, kira tahliye davalarının çoğunlukla "ihtiyaç" sebebiyle açıldığını belirtirken, kiraya verenin bu ihtiyacı somut olarak ispatlaması gerektiğini vurguladı. Borçlar Kanunu'na göre tahliye sebebinin bu sebeplerle sınırlı olduğu belirtildi.

EKONOMİK KRİZİN ETKİSİ

Son dönemde ekonomik krizle birlikte konut ve işyeri kiralarının artması, ev sahipleri ile kiracılar arasındaki anlaşmazlıkları da artırdı. Ev sahipleri, mülklerinin düşük getirisi nedeniyle kiracıları tahliye edip daha yüksek bedelle yeniden kiraya verme yoluna gidiyor. Diğer yandan, ekonomik olarak dezavantajlı durumda olan kiracılar, ev sahiplerinin bu taleplerine karşı koymakta zorlanıyor. Pandemi sonrası ve uluslararası krizlerle birlikte, özellikle sahil şehirlerinde ve deprem sonrası göç alan bölgelerde kira bedellerinde ciddi artışlar gözlemlendi.

KİRA ARTIŞLARINA YÖNELİK DÜZENLEMELER

Kira artış oranlarına yapılan regülasyonlar da tahliye davalarındaki artışı etkiliyor. 11.06.2022-01.07.2023 dönemi ve sonrasında uygulanan düzenlemeye göre konut kiralarındaki artış %25 ile sınırlandırıldı. Bu düzenleme, kiracılar ile ev sahipleri arasında yeni anlaşmazlıklara yol açtı. İşyeri kiralarında ise bu tür bir düzenleme yapılmadı.

Borçlar Kanunu’na Göre Tahliye Şartları

Borçlar Kanunu’na göre kiracıların tahliyesi belirli şartlarla düzenlendi:

İhtiyaç Nedeniyle Tahliye: Kiraya verenin, kiralanan yere ihtiyacı olması durumunda açılabilir. İhtiyaç gerçek ve somut olmalıdır; aksi takdirde mahkeme bu talepleri reddedebilir.

Yeniden İmar ve İnşa: Kiralanan taşınmazın yeniden imar edilmesi veya inşa edilmesi gerektiğinde tahliye talebi mümkün olabilir.

İhtarname ve Taahhüt: Kiracı, yazılı bir tahliye taahhütnamesi imzaladığında, belirtilen tarihte kiralanan yeri tahliye etmelidir.

Kiracının Elverişsiz Durumu: Kiracının oturmaya elverişli başka bir evi bulunması gibi durumlarda da tahliye talebi yapılabilir.

KİRACILARIN HAKLARI VE KİRAYA VERENİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Kiracının tahliye edilmesi için kiraya verenin belirli bir süre beklemesi gerekmektedir. Kiracı, kira sözleşmesinin süresi dolduğunda 15 gün önce tahliye bildiriminde bulunmazsa, sözleşme otomatik olarak bir yıl daha uzar. Kiraya veren, sözleşmeyi sebep göstermeden feshedemez; bu hak sadece kiracıya tanınmıştır.

TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ

Tahliye taahhütnamesi, kiracının belirli bir tarihte kiralanan yeri tahliye edeceğini yazılı olarak taahhüt ettiği belgedir. Bu taahhüt, belirli şekil şartlarına bağlı olarak geçerlidir. Yargıtay kararlarına göre, kira sözleşmesiyle aynı tarihte imzalanan taahhütnameler genellikle geçerli sayılmıyor, ancak sonradan tarihleri doldurulan taahhütnameler geçerli kabul ediliyor.

Kira tahliye davalarının karmaşıklığı, hem kiracılar hem de kiraya verenler için önemli hukuki ve ekonomik sonuçlar doğurabiliyor. Hem Borçlar Kanunu'nun hem de ilgili mahkeme kararlarının dikkatle incelenmesi, bu süreçlerin daha sağlıklı yürütülmesine yardımcı olabilir.

Kaynak: HABER MERKEZİ