Bir dönem Osmanlı hakimiyetinde bulunan, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla ülkeyi ziyarete gelenlerin en çok uğradığı kentler arasında yer alan Harar, bu özelliğiyle 2006'da Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Dünya Mirası Listesi'ne alındı.
85 yaşındaki koleksiyoner Abdullah Ali Şerif, Kültür Bakanlığından aldığı izinle kentin en eski mahallelerinden birinde yer alan iki katlı geleneksel Harar mimarisiyle inşa edilmiş tarihi konağı, 1998 yılında Şerif Harar Şehir Müzesi (Sherif Harar City Museum) adıyla müzeye çevirdi.
Müzede, eski Harari ve Arap el yazmaları, Kuran'ı Kerim, fıkıh, tefsir ve kitabelerin yanı sıra antika eşyalar, tarım alet ve ekipmanları, dokuma ürünleri, kılıç ve sikke gibi eserleri sergilemeye başlayan ve yıllar içinde eserlerin bir kısmını satın alan Şerif, yöre halkının bağışladığı eserlere de müzesinde yer verdi.
Müzenin masraflarını kendi imkanları ve ziyaretçilerin bağışlarıyla karşılayan Şerif, günün büyük bölümünü kitap ciltlerini yenileyerek geçiriyor. Bu sayede tahrip olmuş birçok esere hayat veren 5 çocuk ve 17 torun sahibi Şerif, bölgeyi ziyarete gelenlere müzeyi gezdirerek, eserler hakkında bilgi veriyor.
Kentin Jugol bölgesinde dar sokaklar arasında yer alan müzenin avlusunda 80 yaşında olduğu tahmin edilen dev bir kaplumbağa da yaşamını sürdürüyor. Ziyaretçiler, tarihi eserlerin yanı sıra kaplumbağaya da ilgi gösteriyor.
Hararlı Bekir Muhammed'in Osmanlı askerine yardım makbuzu
Müzedeki eserler arasında Harar sakinlerinden Bekir Muhammed'in 1900'lü yıllarda Osmanlı askerlerine yaptığı yardımın imzalı makbuzu da sergileniyor. Makbuzun üzerinde, "1 riyal 18 kuruşu Allah rızası için cihatta bulunan Osmanlı askerine gönderiyorum. Allah kabul etsin, amin. Hicri 1290." yazısı yer alıyor.
Bu belgenin bir dönem Osmanlı hakimiyetinde bulunan Harar halkının Osmanlı'ya ilgisini göstermesi açısından önemli olduğu belirtiliyor.
Yaşayan şehir: Harar
AA muhabirinin görüştüğü Abdullah Ali Şerif, yoğun çabalar sonucu topladığı el yazması eserler ve kitabelerin yıllardır bakım ve onarımını yaptığını söyledi.
Etiyopya'nın tarihi ve ticari yaşamının, Harar kültürü, İslam tarihi için büyük önemi bulunan onlarca eserin müzede yer aldığını ifade eden Şerif, yıllarca gözü gibi baktığı eserleri en iyi şartlarda muhafaza etmek için elinden geleni yaptığını anlattı.
Eserlerin bir kısmının dijitale aktarıldığını dile getiren Şerif, ziyaretçilerin en çok 17 ve 18. yüzyıldan kalma eserlere ilgi gösterdiğini, amacının "Yaşayan şehir" olarak da anılan Harar'ı, müzedeki eserler aracılığıyla dünyaya tanıtmak olduğunu kaydetti.
Şerif, ayrıca avlunun bir köşesinde yaşamını sürdüren kaplumbağanın merak uyandırdığını, ziyaretçilerin bir kısmının nereden geldiğine dair kendisine sorular yönelttiğini aktardı. Harar'ın, iklimi ve coğrafi yapısından dolayı çok sayıda kaplumbağanın doğal yaşam alanı olduğunu söyleyen Şerif, ziyaretçilerin müzenin sembollerinden biri haline gelen kaplumbağa ile sık sık fotoğraf çektirdiğini sözlerine ekledi.