CHP, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla başlayan Saraçhane Meydanı protestolarının devamı için bugün Maltepe'de buluştu. Çok sayıda kişinin katıldığı mitingde İmamoğlu'nun mektubu okundu. İmamoğlu, mektubunda "Etrafımdaki taş duvarlar, demir parmaklıklar suçlular için, yaptıklarından pişman olanlar için aşılmaz engeller olabilir. Benim için bu parmaklıklar yok hükmündeler, yok hükmündeler" dedi.
Ekrem İmamoğlu'nun mektubunu, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu. Mektubun kalan kısmı da İmamoğlu'nun yapay zeka görüntüsü ile seslendirildi.
UZUN BİR MEKTUP YOLLADI
İmamoğlu mektubunda şu ifadelere yer verdi: "Yüreği adalet ve ülke sevgisiyle atan, kıymetli kardeşlerim, merhaba! Adalet, demokrasi ve özgürlük talep ettiğiniz, insanca yaşamak istediğiniz için bir araya geldiniz. Güler yüzünüzle, enerjinizle, sağduyunuzla herkese örnek ve umut oldunuz. Her birinize yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun!
"ADALET ÖZGÜRLÜK MESELESİ..."
Sizlerin ve ülkenin dört bir yanında haksızlığa karşı ayağa kalkan milyonların meselesi elbette Ekrem İmamoğlu değil. Bunu ben de çok iyi biliyorum. Mesele memleket meselesi. Adalet, demokrasi, özgürlük meselesi. Eğitim, üretim, paylaşım, hak, hukuk meselesi. Mesele ülkenin geleceği meselesi. Onun için gençler en öndeler. Çünkü gelecek kaygısını en çok gençler yaşıyorlar. Hayatlarının ellerinden kayıp gittiğini, en çok onlar hissediyor. Gençler, gençliklerini çalanın kim olduğunu sorguluyorlar ve karşılarında tek bir kişiyi görüyorlar. O kişi, bu ülkenin gençlerini anlamak için hiçbir gayret göstermedi. Kendisine oy veren gençleri bile yeterince dikkate almadı. Sadece gençleri ayrıştırmaya, birbirine düşürmeye çalıştı.
"KİM KAZANACAKSA BİLEĞİNİN HAKKIYLA KAZANSIN"
O kişi bugün de öyle yapıyor. Çünkü seçim kazanmak için hep birilerini düşman ilan etmek zorunda. Oysa bizim milletçe kardeşliğe ve dayanışmaya ihtiyacımız var. En çok da gençlerin birliğine ihtiyacımız var. Gençler yarışmayı, rekabeti severler ama mutlaka mertçe olsun isterler. Gençler, kim kazanacaksa bileğinin hakkıyla kazansın isterler. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, bütün gençlerin içinde adalet duygusu vardır. Mertlik vardır. İşte onun için herkesten çok gençlerin sesi, seslerini çıkartıyorlar. Gençler meydanları dolduruyorlar. Gençlerin hepsiyle gurur duyuyorum.
"BU SESLERE KULAKLARINI TIKIYORLAR"
Gençler Recep Tayyip Erdoğan'a, "Vatandaşa saygı göster. Milletin iradesine el uzatma." diyorlar. Gençler Recep Tayyip Erdoğan'a, "Faul yapma, mertçe yarış." diyorlar. Ama Erdoğan bu seslere kulaklarını tıkıyor. Birbiri ardına haksız hukuksuz talimatlar veriyor. Yaptığı kötülükler, milletimizin sırtına yeni ekonomik yükler bindiriyor. Her şeyi kendi yaptığı halde, Erdoğan asla sorumluluk üstlenmiyor. Yıllardır ekonomik krizin sorumlusu olarak kimleri göstermedi ki? Dış güçler, faiz lobisi, bankalar, pazarcılar, çiftçiler, hatta bakkallar ve fırıncılar. Bir tek bu iktidar ve onun başındaki zat, ekonomik krizin sorumluluğunu üstlenmedi. Haksız hukuksuz tutuklamaları, sıkıyönetim dönemlerini aratan uygulamaları yüzünden 3 günde Merkez Bankası'ndaki birikimin %40'ı, 26 milyar dolar uçup gitti. Ama bu krizin sorumluluğunu da, hiç utanmadan gençlerin demokratik tepkilerine, adalet talebiyle protesto hakkını kullanan milletimize yüklüyorlar.
"AMAÇLARI BELLİDİR"
Amaçları bellidir. Baskıyla, zorbalıkla, kara propagandayla milletimize boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Başaramayacaklar! Başaramayacaklar! Başaramayacaklar! Bu millet yedi düvele boyun eğmemiş, sandıktan kaçanlara, milli irade hırsızlarına mı boyun eğecek? Sevgili dostlarım, ben sizlere içimdeki memleket sevgisi kadar büyük, uçsuz bucaksız hücremden sesleniyorum. Etrafımdaki taş duvarlar, demir parmaklıklar suçlular için, yaptıklarından pişman olanlar için aşılmaz engeller olabilir. Benim için bu parmaklıklar yok hükmündeler, yok hükmündeler.
"BEN HİÇ BİR SUÇ İŞLEMEDİM"
Çünkü, çünkü ben hiçbir suç işlemedim. Belediye başkanı olarak yaptıklarımdan pişmanlık değil, gurur duyuyorum. Devletin birçok kurumu tarafından 6 yılda 1300 defa incelenmiş ve hepsinden aklanmış bir belediyenin yöneticisiyim.
48 idari, 51 şahsi soruşturmadan alnının akıyla çıkmış bir yöneticisiyim. Devletin müfettişlerinin yıllardır bulamadığı suçları şimdi gizli ve yalancı tanıkların ipe sapa gelmez ifadelerine dayanarak bulduklarını iddia ediyorlar. Onlara "Hadi oradan!" diyorum. "Hadi oradan!" diyorum.
"UYDURUK BİR DAVA"
Bu uyduruk davada, kendisini aklamak zorunda olan ben değilim. Yargıyı talimatla çalışır hale getiren, gizli tanıkların arkasına saklanarak beni saf dışı etmeye çalışan Erdoğan kendini aklamak zorunda. Ahmak davasından kreşlerimizi kapatmak için açtıkları soruşturmalara, 30 küsur yıllık diplomamı baskıyla iptal ettirmek, sözde yolsuzluk davasına kadar bana yapılanların siyasi amaçlı, kirli bir operasyon olmadığını Erdoğan kanıtlamak zorunda. Erdoğan bana karşı her hamlesiyle seçimden kaçan, rakibinden korkan biri olduğunu gösteriyor. Bu mertlikten uzak hamleleriyle, kendisini seven vatandaşlarımızı utandırıyor. Kendisine güvenenleri boşa düşürüyor. Varlığını koruyabilmek için elindeki yetkileri kötüye kullanan, hukukun ve demokrasinin dışına çıkan her iktidar acizdir, zavallıdır.
"YİNE KAYBEDECEK"
Böyle iktidarlar rakiplerini ortadan kaldırıp tüm muhalifleri baskı altına almakla işe başlar ve sonunda ülkeyi göstermelik seçimlerle yöneten çağdışı bir hanedanlık haline gelirler. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde milletimizin feraset ve cesaretle yürüttüğü mücadeleyle kurulmuş olan Cumhuriyetimiz işte böyle bir tehdit altındadır. Daha önce de devletin gücünü kendi gücü zannedenlerin, kendi iradesini milletin iradesinden üstün görenlerin zorla, zorbalıkla bu ülkeye istikamet belirlemeye çalıştıklarını gördük. Milletimiz tüm bu dayatmaları, darbeleri bertaraf etmeyi başarmıştır. Türkiye'ye istikamet belirleyecek tek iradenin millet iradesi olduğunu her seferinde kanıtlamıştır. Yine öyle olacak. Millet iradesine değil, ele geçirdikleri devletin gücüne güvenenler yine kaybedecekler. Çünkü karşılarında siz varsınız, millet var, milletimiz var."