ŞOK - Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın geçtiğimiz hafta faiz oranını 350 baz puan artırması eleştiri konusu oldu. İktisatçı Mahfi Eğilmez, Merkez Bankası'nın faiz kararını eleştirenlere yanıt verdi.
Eğilmez, TCMB’nin yüzde 42,5’ten yüzde 46’ye çıkardığı faiz oranına yönelik özellikle iş dünyasının şikayetlerine değindi.
'ŞİKAYETLER FAİZ ORANLARIYLA SINIRLI DEĞİL'
"Faizi yanlış belirlerseniz ekonomiyi çökertirsiniz, sonradan doğru belirleseniz de yalnızca bu adımla ekonomiyi düzeltemezsiniz" diyen Eğilmez’in yazısı şöyle:
"TCMB faizi artırınca iş dünyasından faizlerin yüksekliğiyle ilgili şikâyetlerde ciddi artış oldu. İş dünyası temsilcileri “bu faizlerle, bu kadar yüksek finansman maliyetleriyle üretim yapmak mümkün değil” diyorlar. Şikâyetler, faiz oranlarıyla sınırlı değil. İhracatçılar ve turizmciler de bir yandan yüksek faizden bir yandan da uzunca bir süredir kurun sabitleşme eğilimi içinde olmasından rahatsızlar.
Aynı kişiler, tıpkı tüketicilerin büyük çoğunluğu gibi, gerçek enflasyonun aslında TUİK’in açıkladığı enflasyon oranının en az yüzde elli üzerinde olduğundan şikâyet ediyorlar. Eğer bu şikâyetleri doğruysa yani enflasyon gerçekte yüzde 38,1 değil de yüzde 75 dolayındaysa o zaman yüzde 75’e kadar kredi faizi düşük oranlı faiz demektir. Eğer faiz oranı yüksekse o zaman enflasyon onların dediği gibi yüzde 75 değil, TÜİK’in açıkladığı gibi yüzde 38,1 demektir. Bir başka ifadeyle bu şikâyetlerin ikisi aynı anda haklı olamaz."
'TASARRUFLAR YER DEĞİŞTİRDİ...'
Enflasyon nedeniyle tasarrufların değiştiğini belirten Eğilmez şöyle devam etti: "2021 Eylül’ünde TCMB faizi düşürmeye başladığında bunun yanlış bir adım olduğunu söyleyenlerin sayısı bir elin parmakları kadar azdı. Enflasyon hızla yükselir, faizler de hızla düşürülürken enflasyonun çok altında maliyetle kredi kullanan iş çevresi temsilcilerinin çoğu, ekonominin girdiği yanlış yol konusunda pek bir uyarı yapmadılar, tam tersine bu girişimi desteklediler. İktisatçıların bir bölümü bunun yanlış olduğunu söylerken birçok kişi onları yeni ekonomiyi izleyememekle suçladı. Yeni ekonomiyi tasarruf sahiplerinin tasarruflarını enflasyonun altında bir maliyetle (negatif reel faizle) kullanmanın doğru olduğunu savunmak olarak anladılar ve anlattılar. Böylece tasarruflar yer değiştirdi. Bugün yaşadığımız ekonomik sıkıntıların temelinde yatan hatalardan birisiydi bu. Faiz getirisinin enflasyonda yaşanan kaybı karşılayamadığını gören tasarruf sahipleri, tasarruflarını dövize ve altına yatırarak önemli bir bölümünü ekonomi dışına çıkararak banka veya ev kasalarına koydular."
'DÜŞÜK FAİZLE KREDİ KULLANMAK İSTİYORLAR'
Eğilmez son olarak şu analizde bulundu: "Şimdi faizler yükselince kıyameti koparanların çoğu o zaman bu irrasyonel faiz indirimini alkışlıyor, enflasyonun çok altında oranlarla kullandıkları kredilerle iş yapıyorlardı. Birçok kişi düşük faizle kredi alıp o krediyle döviz alıyordu. Yine istiyorlar ki düşük faizle kredi kullansınlar ama enflasyon da düşsün. O işler öyle olmuyor. Tasarruf sahiplerinin tasarruflarını ucuza kullanarak üretim yapmak sonsuza kadar sürdürülemiyor. Bugün faizlerin yüksekliğinden şikâyet etme hakkı olanlar yalnızca o gün faiz indirimlerinin yanlış olduğunu öne sürmüş olanlardır."