Kuyumcu Halik Akçalı, sahte altının tespitinde mihenk taşı ve asit testlerinin önemine dikkat çekti. Mihenk taşına sürülen altına, belirli konsantrasyondaki asitler uygulanarak saflık derecesi belirleniyor. Akçalı, “Altın, soy metal olduğu için her kimyasal maddeyle tepkimeye girmez. Örneğin, kral suyu ile test ettiğimizde yalnızca sahte olan maddeler tepkime verir” dedi. Ayrıca, kuyumcuların altının binde kaç saflıkta olduğunu laboratuvar analizleriyle de belirlediğini ifade etti.
Teknolojinin Getirdiği Yenilikler
Teknolojinin gelişmesiyle, sahte altını tespit yöntemleri de değişti. Kuyumcu Ayhan Oğuz, “Eskiden sadece mihenk taşıyla yaptığımız testler, artık makinelerle çok daha kesin şekilde yapılabiliyor. Makineye soktuğumuzda altının ayarını ve gerçek olup olmadığını hemen anlayabiliyoruz” dedi. Ancak Oğuz, tüketicilerin güvenilir kuyumculardan alışveriş yapmaları gerektiğini vurguladı ve piyasadaki sahte altınlara karşı dikkatli olunmasını önerdi.
Kaçakçılık Sorununun Etkileri
İthalat kotasının altın piyasasında ciddi sıkıntılar yarattığını belirten Ayhan Oğuz, kaçak altın girişinin önlenemediğini söyledi. “Devletin koyduğu kota, sektörü zorluyor ve kaçakçılığı teşvik ediyor. Eğer ithalat serbest bırakılırsa hem ihracat kolaylaşır hem de tüketiciler daha rahat altına erişebilir” dedi. Kaçak yollarla getirilen altınların sektör üzerinde baskı oluşturduğunu belirten kuyumcular, devletin bu duruma çözüm bulmasını talep etti.