Doğrul, AA muhabirine, İsrail tarafından Lübnan'da iletişim cihazlarının eş zamanlı patlatılmasının ardından özellikle siber güvenliğin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını söyledi.
Gelişen teknolojiyle yazılımın ne kadar güçlü hale geldiğinin yeniden görüldüğünü belirten Doğrul, "Toplum açısından da çok büyük farkındalık yarattı. Siber güvenliğin önemini bir kez daha vurgulayarak özellikle ülkemiz açısından da bu konuda önlemlerimiz var ama daha dikkatli olmamız gereken sürece geçiyoruz." dedi.
Doğrul, Yeşil Mutabakat Eylem Planı'nın dönüşüm sağladığını kaydederek, dijital dönüşümün iyiliklerinin yanında kötü olarak hangi şekilde kullanılabileceklerinin örneklerinden birinin söz konusu saldırılarda ortaya çıktığını anlattı.
Bunun sürekli gündemde tutulması gereken konu olduğuna dikkati çeken Doğrul, "Her şeyi parasal düzlemde değerlendirmeden, kendi güvenliğimiz, devletimizin ve milletimizin güvenliği açısından ve kişisel güvenlikler açısından siber güvenliğin önemini, farkındalığını topluma daha iyi anlatmak zorundayız." ifadesini kullandı.
Siber güvenlikte Türkiye'nin başarılı yatırımlar yaptığını dile getiren Doğrul, şöyle devam etti:
"Türkiye harika ilerliyor. Açıkçası yapılan işlerle ilgili olarak gurur duyuyoruz. Savunma sanayinde yapılan gelişmelerle özellikle sadece tedarik zincirinden başlayarak yazılıma kadar birçok alanda bu farkındalığı yakaladık. SİHA'larımız, İHA'larımız, deniz, kara taşıtlarımız ve akabinde yazılımının kendi üretimimizin olması siber güvenlik alanındaki güvenimizi artırıyor."
"İletişim protokollerini tekrar gözden geçirmek zorundayız"
İdris Doğrul, yurt dışından getirilen teknolojik ürünlerin güvenlik açıkları olabileceğini, ürüne sonradan müdahale edilerek yapılan kötü niyetli uygulamaların kullanıcı için büyük risk oluşturabileceğini vurguladı.
Bunu önlemek amacıyla gümrükte teknik inceleme ve sonrasında belgelendirmeyle kontrol mekanizmalarının işletilmesini öneren Doğrul, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle yabancı menşeli aldığımız teknolojik ürünlerin belgelendirilmesi ve gümrük işlemlerine girerken tekrar dikkatli bir kontrol ve süzgeçten geçirilerek yapılmasında fayda görüyorum. Her aldığımız ürünün güvenilir olmasını test etmemiz, iyi niyetleri sorgulamamız kendi güvenliğimiz açısından önemlidir. Cep telefonundan tutun da aldığımız CNC tezgahlara kadar artık Endüstri 4.0 ve 5.0 dediğimiz sistem içinde bütün veri akışını sağlayan sistemlerin kontrol edilmesi gerekmektedir. İletişim protokollerini tekrar gözden geçirmek zorundayız. Bize dayatılan bazı zorunlulukları da tekrar kendimiz regüle ederek güvenlik seviyemizi daha üst seviyeye getirmek zorundayız."
Doğrul, milli yazılımların önemli olduğunu, işletim sistemlerinden mobil cihazlara kadar uygulama alanlarında mümkünse bunların dışındakilerin kullanılmaması gerektiğini belirtti.
Lübnan'da yaşananların, gelecekte olabilecek bazı senaryoları düşündürdüğünü vurgulayan Doğrul, "Saldırının sadece meydan savaşlarında olmadığını, pragmatik değişiminin aslında siber saldırılarla büyük sistemlerin çökertilebileceğini, elektrik santrallerinin çalışmadığını, bankaların çalışmadığını, finans sektörünün, sağlık sektörünün sekteye uğradığını, iletişimin tamamen koptuğunu düşünün. Dolayısıyla güvenliğimizi yabancı ellere bırakamayız." diye konuştu.
Siber güvenlik altyapısının daha da güçlendirilmesi çağrısında bulunan Doğrul, Türkiye'nin elektronik harp ve buna ilişkin tedbirleri alma kabiliyetinin iyi olduğunu, bu konuda emin adımlarla ilerlediğini dile getirdi.
Yerli teknolojilerde Türkiye'nin iletişim altyapısını kendi ürettiği teknolojiyle yapmasının, siber güvenliğin temel esaslarından olduğunu söyleyen Doğrul, "Türkiye bu alanda kendine yeterliliği kazanıyor. Biz de dernek olarak bütün çalışmalara destek vererek, siber güvenlik konusunda da kendi önlemini, kendi üretimini yapan ve bağımsızlığını ilan etmiş bir Türkiye olarak çalışmalara devam edeceğiz. Unutmayalım ki güçlü bir bilişim altyapısı sadece ekonomik değil, aynı zamanda ulusal güvenliğimizin de en büyük güvencesidir." görüşlerini paylaştı.