Annesini Alzheimer, babasını demans nedeniyle kaybeden, genetik yatkınlık ihtimaline karşı zihnini dinç tutmak amacıyla girdiği üniversite sınavında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'ne yerleşen 50 yaşındaki Sinem Gören, oğluyla aynı kampüste öğrenim görüyor.
Bilkent Üniversitesi Turizm Bölümü'nden 1996'da mezun olan iki çocuk annesi Gören, 2019'da babasını demans, 2023'te annesini Alzheimer nedeniyle kaybetti.
Gören, bu hastalıklara genetik yatkınlığının olabileceği ihtimaline karşı beynini aktif tutmak amacıyla yeniden üniversiteye gitmeye karar verdi.
Geçen sene ÇOMÜ İngilizce Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü kazanan oğlu Can Gören'in (21) desteğiyle üniversite sınavına hazırlanan Sinem Gören, bu süreçte eşi Ufuk ve 10 yaşındaki kızı Maya Gören'in de desteğini aldı.
Gören, üniversite sınavına hazırlandığı sırada İstanbul Kadıköy'de ailesiyle yaşadığı evin kentsel dönüşüme girmesi üzerine, oğlunun da eğitim gördüğü Çanakkale'ye taşınma kararı verdi.
Üniversite sınavının ardından fakülte tercihlerini ÇOMÜ'den yana kullanan Gören, Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) "34 yaş üstü kadın" kontenjanından İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'ne yerleşmeye hak kazandı.
Kadınlara tanınan bu pozitif ayrımcılıktan yararlanarak, eğitimin yaşı olmadığına örnek teşkil eden Gören, oğlu Can ile aynı üniversitede yeniden öğrenci oldu.
Yıllar sonra kampüs havasını tadan, genç öğrencilerle eğitim hayatını sürdürmenin getirdiği enerjiyle yaşama daha çok bağlanan Gören, dersine giren akademisyenlerden de tam destek görüyor.
"Üniversite hayatına tekrar dönmek güzel"
Sinem Gören, AA muhabirine, oğlunun geçen sene eğitim görmeye başladığı Çanakkale'yi çok sevdiklerini söyledi.
2019'dan 2023'e kadar hastalık süreci yaşadıklarını belirten Gören, "Annem Alzheimer ve babam demans hastasıydı. Onları kaybettikten sonra beynimi aktif tutmak istedim, unutmak istemedim. Dolayısıyla üniversiteye yazılmak istedim. İlk tercihim edebiyattı. Çünkü kitap yazmak istiyorum. İlk tercihime yerleşemeyince de araştırmaları öğreneyim dedim ve gazeteciliği seçtim. Oğlum geçen sene hazırlıktaydı, bu sene birinci sınıftayız. Beraber okuyoruz." diye konuştu.
Gören, üniversiteyi YÖK'ün "34 yaş üstü kadın" kontenjanından kazandığını anlatarak, "Aslında ben de çok beklemiyordum, uzaktan eğitim bekliyordum. Kazandım, çok mutluyum, memnunum. Üniversite hayatına tekrar dönmek de güzel." dedi.
Sınıf arkadaşlarının oğlundan bile küçük olduğunu dile getiren Gören, "Hepsi bana çok iyi davrandı, çok güzel karşıladı. İlk gün hatta beni hoca zannetmişler sınıfa girdiğim zaman. Kafaları çalışan, okuyan, bana da bir şeyler katabilecek çocuklar." ifadelerini kullandı.
Gören, Müjdat Gezen Sanat Merkezi Yaratıcı Yazarlık Bölümü'nde de eğitim aldığını, hazırladığı 3 kitap projesinin olduğunu söyledi.
Yaklaşık 19 yıl hava kargo sektöründe çalıştığını dile getiren Gören, orada da gençlerle iş yapmanın kendisine çok şey kattığını söyledi.
"Üniversite hayalini gerçekleştirmesi beni mutlu ediyor"
Can Gören de annesiyle aynı kampüste okumanın çok zevkli olduğunu anlattı.
Annesinin üniversite okuması ve hayalini gerçekleştirmesinden mutluluk duyduğunu belirten Gören, şöyle konuştu:
"Benim de böyle bir hayalim vardı. Anneme ders çalıştırıyordum üniversiteyi kazansın diye. Hep şakalaşıyorduk 'Beraber aynı üniversitede okusak, beraber kahve içsek çok güzel olmaz mı?' diye. Şaka gerçek oldu. Benim için gerçekten güzel bir şey. Arkadaşlarıma da söylüyorum. Hiç utandığım bir şey değil. Onlar tabii şakaya vuruyor ama benim için çok güzel bir deneyim. Annemle arkadaş gibiyim, diğer arkadaşlarımdan bir farkı yok gerçekten."