Federal İçişleri Bakanlığı'nın, planladığı sınır dışı politikalarını yasal olarak uygulamaya koymanın yollarını aradığını da sözlerine ekleyen Scholz, ve "Almanya'nın çıkarları, faillerin korunma haklarına üstün gelir" dedi.
Mecliste en fazla sandalye sayısına sahip olan Almanya Sosyal Demokrat Partisi'ne (SPD) mensup olan başbakan, terör suçlarını öven söylemlerde bulunanların da sınır dışı edileceğini sözlerine ekledi ve ifadelerini şöyle tamamladı: "Sınır dışı etme politikamızla alakalı düzenlemelerimizi, terör suçlarına göz yummanın bile sınır dışı edilmeye yol açabileceği şekilde sıkılaştıracağız."
Bu açıklamalar, Almanya'nın güneybatısındaki Mannheim kentinde meydana gelen şiddet olaylarının ardından ülkenin politikalarında belirgin bir değişiklik anlamına geliyor.
Cuma günü İslam karşıtı Pax Europa hareketi tarafından düzenlenen bir mitinge katılan beş kişinin bir saldırgan tarafından yaralanmasının ardından bir polis bıçaklanarak öldürüldü.
Saldırıyı yapmakla suçlanan kişinin, 2013 yılında Afganistan'dan Almanya'ya göç eden ve ülkede yasal ikameti bulunan 25 yaşında bir erkek olduğu belirlendi.
Scholz'un sınır dışı etme politikası konusundaki söylemleri, saldırıyı takip eden günlerde hükümetin göç politikalarını eleştirme fırsatını yakalayan aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin kampanyasının ardından gündeme geldi.
Başbakanın, SPD'nin ve Yeşiller ve Hür Demokratlar'ın (FDP) içinde olduğu iktidar koalisyonu, Ocak ayında sığınma talepleri reddedilen göçmenlerin sınır dışı edilmesini kolaylaştıran bir yasayı kabul ettikten sonra göç konusunda daha sert bir tutum takınacağını belirtmişti.
Bununla beraber Almanya, Taliban'ın iktidarı ele geçirmesinin ardından 2021 yılında Afganistan'a sınır dışı işlemlerini durdurmuştu.
Yeşiller gibi diğer Alman siyasi partileri, Afganistan'ın insan hakları konusundaki kötü siciline işaret ederek bu öneriye karşı çıkmışlardı.