Günümüzde en sık görülen demans hastalıklarından biri olan Alzheimer; düşünce, hafıza ve davranış fonksiyonlarında azalmaya neden olmasıyla biliniyor. Beyin hücrelerinin ölmesiyle başlayıp, hafif unutkanlıktan günlük yaşamı zorlaştıran ciddi semptomlara kadar ilerleyen hastalığın kesin bir tedavisi ise bulunmuyor. Ancak günlük yaşantıya dahil edilebilecek pek çok alışkanlık Alzheimer riskini azaltabilir. Akdeniz diyeti de bu alışkanlıklardan biri.

Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Uzman Diyetisyeni Fatoş Nadiroğlu, “Dünya Alzheimer Günü”nde yaptığı açıklama ile Akdeniz diyetinin Alzheimer hastalığının önlenmesinde ve ilerlemesinin yavaşlatılmasında önemli bir rol oynadığına dikkat çekti. Alzheimer’ın ortaya çıkmasında genetik ve çevresel faktörlerin yanı sıra sosyal ve psikolojik etmenlerin ve yaşam tarzının etkili olduğunu belirten Uzm. Dyt. Nadiroğlu, “Doymuş yağ asitleri, aşırı alkol, sigara tüketimi ve yüksek kalorili diyetler, Alzheimer riskini artıran faktörler arasında yer alıyor. Ancak Akdeniz diyeti, hastalığın risk faktörlerini azaltmada ve hastalığa karşı koruyucu etkisi ile öne çıkıyor” dedi.

Akdeniz diyeti ile Alzheimer’a karşı güçlü koruma

Akdeniz diyetinin Alzheimer hastalığının seyrinde yavaşlama sağladığını vurgulayan Uzm. Dyt. Nadiroğlu, bu beslenme modelinin içeriğine dikkat çekti. Meyve, sebze, tam tahıllar, kuru baklagiller gibi bitkisel kaynaklar, zeytinyağı, omega-3 yağ asidi kaynağı olan balık, ceviz, fındık gibi yağlı tohumlar, fermente süt ürünleri ve beyaz et ağırlıklı beslenmenin Akdeniz diyetinin temel unsurlarını oluşturduğunu söyleyen Uzm. Dyt. Nadiroğlu, “Araştırmalar bu gıdalara dayalı bir beslenme modelinin Alzheimer’ın önlenmesinde etkili olduğunu gösteriyor” ifadesini kullandı.

İleri evre Alzheimer hastalarında beslenme nasıl planlanmalı?

Alzheimer’ın ilerleyen evrelerinde hastaların konuşma ve günlük işlerini yerine getirme gibi becerilerinde zorluklar yaşandığını hatırlatan Uzm. Dyt. Nadiroğlu, hasta yakınlarının beslenme sürecinde dikkat etmesi gereken unsurlara değindi. “Yemeklerin sade ve dikkat dağıtmayan, desensiz tabaklarda servis edilmesi önemlidir. Ayrıca, yemek sırasında televizyon ya da tablet gibi cihazların açık olmaması gerekir” dedi.

Hastanın, besinleri olarak yuttuğundan emin olunması gerektiğini Uzm. Dyt. Nadiroğlu, yiyeceklerin sıcaklıklarının kontrol edilmesi ve zor çiğnenen besinlerin küçük parçalara ayrılarak ya da püre haline getirilerek sunulması gerektiğini söyledi. Hastalığın ilerlemesiyle tat alma, açlık ve susama gibi duyuların zayıflayabileceğini de ifade eden Uzm. Dyt. Nadiroğlu, bu durumda malnütrisyon ve kas güçsüzlüğünün ortaya çıkabileceğini belirtti. Tedavi sürecinde doktor, diyetisyen ve fizyoterapist gibi sağlık profesyonelleri ile multidisipliner bir yaklaşımın izlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: İHA