Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genek Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde görevden alınması ile benzerlik kuran ve o dönemde Erdoğan'ınn tepkilerini hatırlatan Hakan, şöyle yazdı:
"Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanı idi. 'Küt' diye görevden aldılar Erdoğan’ı. Terörden almadılar. Yolsuzluktan da almadılar. Peki neden aldılar? Şiir okumaktan. Sonra 'siyasi yasaklı' hale getirdiler Erdoğan’ı. Bitmedi. Sonra da hapse attılar. Çok iyi hatırlıyorum: O dönemde halkın önemli bir kesiminde muazzam bir öfke vardı. Tepki büyüktü. Fakat Erdoğan, hiçbir zaman halkı sokağa çağırmadı. Ne yargı mensuplarını tehdit etti ne de vatandaşla güvenlik güçlerinin karşı karşıya gelmesine yol açacak işler yaptı. Peki ne yaptı Erdoğan? Sükunetle, sabırla yargının verdiği karara uydu. Kararın apaçık haksızlık olduğunu bile bile."
Sokağa çağırmanın tehlikeli tarafları
- "Sokak çağrısı yaptığınız anda kontrol sizin elinizden çıkar. Kontrolsüzlük ise tehlike potansiyelini büyütür. Her şey bir kıvılcıma bakar hale gelir.
- Sokak çağrısı, sadece iyi niyetli vatandaş tepkisini harekete geçirmez. Her türlü illegal örgüt de durumdan vazife çıkarır. Onlar devreye girdiğinde ise geçmiş olsun.
- Sen sokağa çağırırsın, yüzüne maske takmış tipler çıkar sokağa. Maske, provokasyon demektir. Maske, ajanlık demektir. Maske, kalleşlik demektir.
- Sokak çağrısı, vatandaşla polisi karşı karşıya getirir. 'Polisiyle çatışan vatandaş' görüntüsü, bir siyasi partinin köşe bucak kaçınması gereken görüntüdür.
- Sokak çağrısı, kaos çağrısıdır. Kaos ortamı, güvenliğin olmadığı bir ortama yol açar. En haklı olduğun anda bile bir anda haksız duruma düşüverirsin."